1) Muhatab Şahsiyeti Tanımak
Mümin müslümanların hayat önderi ve örneği Rasulullah (s.a.s.), kendilerine İslâmı anlatacığı kişileri iyi tanıyor, onların ne ihtiyaçlarının olduğunu biliyor ve ihtiyaçları olduğu kadarıyla onlarla sohbet ediyordu... O (s.a.s.), muhatabı olan kişileri bıktırmamak için onların müsait oldukları zamanları kolluyor ve o zaman kendilerine muhatab oluyordu... Rasulullah (s.a.s.)in bu tavrını, Ashab-ı Kiram da devam ettirmiştir... Rasulullah (s.a.s.)in varisleri olan muvahhid müminlerin de, Rasulullahın bu Sünnetini uygulamaları ve bu konuda dikkatli davranmaları gerekir...
Abdullah İbn Mesud (r.a.) şöyle demiştir:
- Rasulullah (s.a.s.), vaz ve nasihat hususunda bize bıkkınlık gelmesin diye hâlimize bakıp günler içinde vakitler kollardı.[388]
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.)in bu Sünnetini bize beyan eden Abdullah İbn Mesud (r.a.) da, bu konuda Rasulullah (s.a.s.) gibi davranırdı...
Ebu Vail şöyle diyor:
Abdullah İbn Mesud (r.a.), her perşembe günü insanlara vaz ve nasihat edip ders yapardı.
Bir kimse, kendisine:
-Ya Eba Abdurrahman, vallahi, senin bizlere her gün ders yapmanı çok arzu ettim, dedi.
İbn Mesud:
- Beni, sizlere her gün ders vermekten men eden şey, sizleri usandırmak istemememdir. Ben sizlere, vaz vermekte sizin hâlinize uygun vakitler gözetiyorum. Nitekim Rasulullah (s.a.s.) de, bizlere usanç gelmesinden endişe ettiği için bizim durumumuza uygun zamanlar gözetirdi, dedi.[389]
Müminlerin annesi Aişe (r.anha)ya:
İnsanlara, mevkiine göre muamele edin![390] diye nasihat eden Rasulullah (s.a.s.), bölge insanını çok iyi tanıdığından dolayı onlar incinirler endişesi ile Kâbenin şeklini değiştirmediğini beyan buyurur:
Eğer kavmin cahiliyye devrine yakın olmasaydı, Hicrin duvarını Beyte katmak ve Beytin kapısını yer seviyesine indirmek isterdim. Fakat duvarı Beyte girdirmem ve Kâbe kapısını yer seviyesine indirmemden ötürü, onların gönüllerinin kırılmasından endişe ederim!"[391]
Bölge insanının olgun olmayışları, kendilerindeki anlayış noksanlığından dolayı, meseleyi yanlış anlar ve hatalı değerlendirip gönülleri kırılır diye böyle davranıyor Rasulullah (s.a.s.)... Yanlış değerlendirme ve gönül kırgınlığı, zaman içinde korkunç düşmalıklara ve beklenilmeyen çılgınlıklara dönüşür... Bunu, zamanında engellemek ve ortaya çıkmasını önlemek gerekir!..
Rasulullah (s.a.s.), İslâma davet ettiği kişinin akîdesini, fikrini ve sosyal düşüncesini bildiğinden dolayı, muhatabıyla gayet rahat konuşuyordu... İhya erlerinin de bu şekilde olmaları lazımdır...
Adiyy b. Hatim (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.)in yanına geldiğimde, bana üç defa:
Müslüman ol ki, selâmete eresin! dedi.
Ben de:
- Benim dinim vardır, dedim.
O:
Ben senin dinini, senden daha iyi bilirim. dedi.
Ben:
- Benim dinimi benden daha iyi mi bilirsin? dedim.
O:
Evet, senden daha iyi bilirim. Sen, Rekûsiyye dinine mensubsun. Rekûsiyye Hıristiyanlık ile yıldızperestlik arasında bir dindir. Kavminin ele geçirdikleri ganimetlerin dörtte birini yersin. dedi.
Ben:
- Evet, doğrudur, dedim.
O:
Bu, senin dininde sana helal değildir. dedi ve bundan fazla bir şey söylemedi.
Ben, ses çıkarmadım.
Sonra bana:
İslâm Dinine niçin girmek istemediğini de biliyorum. Bu adama, sadece züğürt ve Arapların hor gördüğü kimseler tabi olmuştur, diyorsun. buyurdu.[392]
İmrân b. Husayn (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.), babama:
Ya Husayn, bugün kaç ilâha inanıyorsun? buyurdu.
Babam şöyle cevab verdi:
- Altısı yerde ve biri gökte olmak üzere yedi ilâha!..
Rasulullah :
Arzu(ları)n ve korku(ları)n için onlardan hangisini ayırırsın? diye sordu.
- Göktekini, dedi.
Rasulullah :
Ya Husayn, ne var ki, müslüman olmuş olsaydın, sana fayda verecek iki kelime öğretirdim. buyurdu.
Husayn, müslüman olunca:
- Ya Rasulallah, bana vadettiğin o iki kelimeyi öğret! dedi.
Rasulullah (s.a.s.) buyurdu ki:
Şöyle dua et:
- Allahım, bana rüşdümü (yararlı olanı) ilhâm et ve beni nefsimin şerrinden koru.[393]
Aynı olay, daha geniş bir şekilde de rivayet olunmuştur...
İmrân b. Halid b. Taleyk b. Muhammed b. İmrân b. Husayndan: O da babasından, babası da dedesinden:
Kureyşliler, Husayna saygı gösteriyorlardı. O, gelip:
- Şu adamla bir konuş, zirâ ilâhlarımıza dil uzatıp onlara sövüyor, dediler.
Ve onunla beraber Peygamber Efendimize gelip, kapıya yakın bir yere oturdular.
Peygamber Efendimiz (s.a.s):
Husaynı içeri alın. dedi.
Husayn ile arkadaşları, büyük bir kalabalık idiler.
Husayn, söze başlayıp:
-Ya Muhammed, nedir senden duyduklarımız? Sen, ilâhlarımıza sövüyor ve onlar hakkında ileri-geri konuşuyorsun. Halbuki senin baban akıllı ve atalarının din ve inançlarına saygılı bir insan idi, dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.s):
Ya Husayn, benim ve senin babalarımız ateştedirler.
Ya Husayn, sen, kaç ilâha tapıyorsun? buyurdu.
Husayn:
- Yerde yedi ve gökte bir ilâha tapıyorum, dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
Başın bir derde girdiği zaman hangisini çağırıyorsun? buyurdu.
Husayn:
- Gökte olan ilâhı çağırıyorum.
Rasulullah (s.a.s.):
O halde seni koruyan, senin yardımına koşan, yalnız gökteki ilâh iken, ne diye diğerlerini Ona ortak kılıyorsun? Yoksa sen, gökteki ilâhı razı ettiğin, yahud diğerlerinin Onu yeneceğinden korktuğun için mi bunu yapıyorsun? diye sordu.
Husayn:
- Bu, her iki sebebten de değildir, dedi.
(Husayn diyor ki:
- Ben, bildim ki, Onun gibi bir kimse ile konuşmuş değilim.)
Rasulullah (s.a.s.):
Ya Husayn, müslüman ol ki, selâmete eresin. buyurdu.
Husayn:
- Benim adamlarım ve kabilem vardır, ne diyeyim? dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
Allahım, doğru yolu bulmak için Senden hidayet dilerim. Bana faydalı olacak bir bilgi ver, de!. buyurdu.
Husayn, bunu söyledi, sonra biraz direndi ise de neticede müslüman oldu. Bunun üzerine İmrân, kalkıp Onun başını, el ve ayaklarını öptü.
Rasulullah (s.a.s.) de, bunu görünce ağladı ve:
İmrânın hareketinden dolayı ağladım. Husayn, içeriye girdiği zaman kâfir olduğu için İmrân, ne ayağa kalkmış, ne de onun yüzüne bakmıştı. Fakat müslüman olunca, babalık hakkını ödedi. Ben, bunun için duygulandım. buyurdu.
Nebî (s.a.s.), Husayn gitmek istediği zaman Ashabına:
Kalkıp, onunla birlikte kapıya kadar gidin! buyurdu.
Husayn, kapıdan çıkarken Kureyşliler, onu görüp:
- Husayn da dinini terk etti, diyerek dağıldılar.[394]
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.), kendisinden nasihat isteyen ve soru soran muhatablarını tanıyıp bildiği için, onların ihtiyacına göre nasihat etmiş ve sorularını cevaplandırmıştır...
Ümmü Hanî (r.anha) şöyle demiş:
Ben, Rasulullah (s.a.s.)in yanına giderek:
-Ya Rasulallah, bana (yapabileceğim nafile) bir amel göster (tavsiye buyur). Çünkü ben, gerçekten yaşlandım, güç bakımından zayıfladım ve şişmanladım, dedim.
Bunun üzerine O, şöyle buyurdu:
(Günde) yüz defa Allahu Ekber de, yüz defa Elhamdulillah de ve yüz defa Sübhanallah de. (Bu zikir sevab bakımından) Allah yolunda (savaş için) gemlenmiş, eğer vurulmuş yüz attan, (kurban edilen) yüz deveden ve (âzâdlanan) yüz köleden hayırlıdır.[395]
Ümmül-müminin Aişe (r.anha)dan:
Aişe:
- Ya Rasulallah, biz cihadı, amellerin en faziletlisi görüyoruz. Bundan dolayı biz, cihad etmeyelim mi? diye sordu.
Rasulullah (s.a.s.) de:
Hayır, siz kadınlar için cihadın en faziletlisi, mebrûr haccdır. buyurdu.[396]
Ebu Umame (r.a.)dan:
Rasulullah (s.a.s.)e:
- Bana, öyle bir şey söyle ki Allah, onun karşılığında bana sevab versin? dedim.
Rasulullah (s.a.s.):
Oruç tut! Çünkü oruç gibi sevablı amel yoktur. buyurdu.[397]
Ebu, Hureyre (r.a.) anlatıyor:
Rasulullah (s.a.s.)e bir adam geldi ve:
- Bana, cihada denk olacak bir ameli delâlet et, dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
Ben, cihad değerinde bir amel bulamıyorum. buyurdu da şöyle devam etti.
Mücahid, sefere çıktığı zaman sen, mescide gidip de (o, geriye dönünceye kadar) hiç gevşemeden devamlı namaz kılmaya, hiç iftar etmeden devamlı oruç tutmaya gücün yeter mi? buyurdu.
O zât:
- Buna, kimin gücü yeter ki? dedi.[398]
Abdullah b. Amr (r.a.)dan:
Bir adam Rasulullah (s.a.s.)e:
- Ben, cihada gidiyorum, dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
Senin, annen-baban var mı? diye sordu.
O zât:
- Evet, var, dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
Öyleyse sen, (evvelâ) onların rızaları yolunda çalış (cehd et)! buyurdu.[399]
Rasulullah (s.a.s.)in zevcesi Aişe (r.anha) ile Emirül-müminin İmam Osman b. Affan (r.a.) rivayet etmişlerdir:
Ebu Bekr, Rasulullah (s.a.s.)in yanına girmek için izin istemiş. Rasulullah (s.a.s.), Aişenin çarşafına bürünmüş olarak döşeğinin üzerine uzanmış imiş. Kendisi, o hâlde iken Ebu Bekre izin vermiş ve onun hacetini görmüş, sonra o, gitmiş.
Bilahere Ömer, izin istemiş. Aynı hâlde ona da izin vermiş ve onun da hacetini görmüş. Sonra Ömer gitmiş.
Osman demiş ki:
- Sonra yanına girmek için ben izin istedim.
(Rasulullah) Hemen oturdu. Aişeye de:
Elbiseni üzerine topla! dedi.
Ben de hacetimi gördüm. Sonra ayrıldım.
Bunun üzerine Aişe :
-Ya Rasulallah, aceb neden Osmandan endişe ettiğin gibi Ebu Bekrle Ömer (r.anhuma)dan da endişe ettiğini görmedim? demiş.
Rasulullah (s.a.s.):
Şübhesiz Osman, utangaç bir zattır. ona, bu hâlde girmek için izin versem, hacetini bana ulaştıramayacağından korktum! buyurmuş.[400]
Bu örneklerden anlaşıldığı gibi Rasulullah (s.a.s.), muhatabları tanıyor ve onlara durumlarına göre muamele ediyor... Kimin neye ihtiyacı olduğunu, kendilerini tanıdığından ve durumlarından anlıyor, onlara buna göre tavsiyelerde bulunup nasihat ediyor...
İhya erleri olan muvahhid müminler bilmelidirler ki, vazifeleri, insanlara İslâmı temsil ederek anlatmak ve hidayetlerine vesile olmaktır... Hidayet verici, kalbleri İslâma açıcı Âlemlerin Rabbi Allahdır... Kişi, sevdiklerini hidayete ulaştıramaz, ancak Allahın izniyle vesile olabilir... Dilediğini hidayete erdirici Allah Teâlâdır.[401]
Rabbimiz Allah, İslamı tebliğ ve İslâma davetin Kuran-ı Kerim ile yapılmasını emrediyor... Ancak Kurana iman eden ve Allahdan gereği gibi korkan mümin müslümanlar, nasihat dinler, dinlediklerini uygularlar... İman etmeyenler ve şirk üzere kalmada direnenler, hakikati duyarlar fakat reddederler... Onların dinledikleri Kuran, kendi taraflarınca reddolunduğu için kendilerine fayda vermez...
Şöyle buyuruyor, Rabbimiz Allah:
Rabblerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kuranla) uyarıp korkut. Onlar için ondan başka ne veli vardır, ne de şefaatçileri. Umulur ki, korkup sakınırlar. (Enâm, 6/51)
Sen, yalnızca gayb ile Rabbinden içleri titreyerek korkmakta olanları ve dosdoğru namaz kılanları uyarırsın. Kim temizlenip arınırsa, artık o, kendi nefsi için temizlenip arınmıştır. Sonunda dönüş Allahadır. (Fatır, 35/18)
Sen, ancak zikre (Kurana) uyan ve gayb ile Rahmân olan (Allah)a (karşı) içi titreyerek korku duyan kimseyi uyarırsın. İşte böylesini, bir bağışlanma ve üstün bir ecirle müjdele. (Yasin, 36/11)
Sen, onların üzerinde bir zorba değilsin. Şu hâlde, benim kesin tehdidimden korkanlara Kuran ile öğüt ver. (Kaf, 50/45)
Rabbimiz Allah Teâlânın bu emirlerinden apaçık anlaşıldığı gibi, ihya hareketi, önce İslâm Milletinin arasında gerçekleşmelidir... Müslüman olduklarını beyan eden, fakat egemen müşrik tağutî güçler tarafından aldatılmış olan ümmetin ferdleri, daldırıldıkları gaflet ve cehaletten uyandırılmalıdırlar... Bütün imkânlar bu konuda harcanmalıdır... Birinci derecede çok önemli olan, ümmetin uyanışına, Kuran ve Sünnete sarılmalarına vesile olmaktır... Ondan sonra kitablı veya kitabsız gayr-ı müslimlere İslâmı tebliğ edip onları davet etmeli...
İşgal edilmiş İslâm topraklarında müstevlî egemen tağutların esareti altında bulunan müslümanların problemleriyle uğraşmayı bir yana bırakıp, gayr-ı müslimlere İslâmı tebliğ etmeyle uğraşmak, ihya erlerinin anın vacibi olan vazifesi olmadığı malumdur... Onların ertelenmesi câiz olmayan, kendilerine anın vacibi olan vazifeleri, İslâm Milletini uyarmak, uyandırmak ve hep beraber esaretten kurtulmaktır!..Çünkü İslâm topraklarını işgal eden egemen tağutlar, egemenlik güçlerini, uyuttukları ve kendilerine modern köleler yaptıkları, kendilerini müslüman kabul edenlerden almaktadırlar... Müşrik tağutlar tarafından istilâ edilen İslâm topraklarındaki gaflet ve cehâlet içine itilmiş mustazaf kitleler, egemen tağutlara destek verip yardımcı olmazsa, tağutî sistemler asla ayakta duramazlar... Mustazaflar, müstekbirlere vermiş oldukları desteklerini ve yardımlarını keser veya geri çekerlerse, zulümle ayakta duran bütün zalimler devrilip giderler!..
Rabbimiz Allah şöyle buyurur:
Küfürde büyük çaba harcayanlar, seni üzmesin. Çünkü onlar, Allaha hiçbir şeyle zarar veremezler. Allah, onları ahirette pay sahibi kılmamayı ister. Onlar için büyük bir azab vardır.
Onlar imana karşılık küfrü satın alanlardır. Onlar, Allaha hiçbir şeyle zarar veremezler. Onlar için acıklı bir azab vardır. (Âl-i İmrân, 3/176-177)
Öyleyse sağır olanlara sen mi dinleteceksin veya kör olan ve açıkça bir sapıklık içinde bulunanı hidayete erdireceksin? (Zuhruf, 43/40)
Sen, artık Allaha tevekkül et. Çünkü sen, apaçık olan hak üzerindesin.
Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
Ve sen, körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin. Sen, ancak ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte müslüman olanlar bunlardır. (Neml, 27/79-81)
Şu hâlde sen, Bizim zikrimize sırt çeviren ve dünya hayatından başkasını istemeyenden yüz çevir. (Necm, 53/29) [402]
Ve'l-Asr
- İhya Vazifesi
- Kuşatıcı İhya Hareketi
- 1) İmanda İhya
- 2)
- 3) Ahlâkta İhya
- Vusul İçin Usûl
- İnsanı İhya Ve Sabır
- İhya Hareketinde Muhatab
- 1) Muhatab Şahsiyeti Tanımak
- 2) İşi Kolay Tutmak
- 3) Güzellikle Davranmak
- 4) Muhabbet Aracı: Hediyeleşmek
- 5) Sert Davranıştaki Hikmet
- İhya Erinin Özellikleri
- 1) Sarsılmaz, Sağlam ve Katıksız Bir İman
- 2) Yeterli İlme Sahib Olmak
- 3) Takvalı Olmak
- 4) Tevazu
- 5) Dosdoğru Olmak
- 6) Sabır Etmek
- 7) Ümitvar Olmak
- 8) Ekonomik Bağımsızlık
- Bir Örnek Şahsiyet: Mus'ab B. Umeyr (R.A.)
- Hayatından Bir Bölüm
i1 harfi
- İBÂHİYYE
- İBDÂ
- İBN KESİR
- Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azîm:
- İBN MACE
- Sünen-i İbn Mâce:
- İBN TEYMİYYE
- İBNU'S-SEBİL
- İBRA
- İBRAHİM SÛRESİ
- İBRÂNÎ
- İBTİLÂ'
- İCÂBET
- İCAP VE KABUL
- a) Sözle icap ve kabul:
- Sıygaların İcap ve Kabulde Etkisi:
- b) Mektup, elçi, telefon vb. ile icap ve kabul:
- c) Teâtî yolu ile icap ve kabul:
- İCARETEYN
- İCÂZET
- İCBÂR
- İCMA'
- İcmaın Mertebeleri:
- l) Sarih İcma:
- 2) Sükûtî İcma:
- 3) Müctehidlerin Belli Bir Ortak Noktada İttifak Etmeleri:
- İCMA-İ ÜMMET
- İCMÂLÎ ÎMAN
- İCRÂ
- Mahkeme Kararlarının İcrâ ve İnfazı:
- İCTİHAD
- Terim Olarak İctihad:
- İctihad
- İctihad
- İctihad
- İÇ EZAN
- İDDİHÂR
- İDEOLOJİ
- İDRAR
- İFFET
- İFK OLAYI
- İFLÂS
- İFTAR
- İFTİRA
- İ
- İftira
- İFTİTAH TEKBİRİ
- İĞVÂ
- İHANET
- İHDÂD
- İHLÂL
- İHLÂS
- İHLÂS SÛRESİ
- İHRAM
- İhrama Giren Kimsenin Dikkat Edeceği Hususlar:
- Mikatlar (İhrama Girme Yerleri):
- İHRAZ
- İHSAN
- İHTİLÂFÜ'D DÂR
- İHTİLÂM
- İHTİLÂT
- İHTİYARLIK
- İHTİYAT
- İHVANU'S-SAFÂ
- İHYÂ
- İNSANI İHYA
- Ve'l-Asr
- İDDET
- İHSÂR
- İHTİDÂ
- İHTİKÂR
- İKÂB
- İKÂLE
- İKİNDİ NAMAZI
- İKRAR
- Hastanın İkrarı:
- İKTA'
- İkta'nın Kısımları:
- 1- Temlik Suretiyle İkta':
- 2- İstiğlâlen ikta':
- İKTİDÂ
- İKTİDAR
- İKTİDARSIZLIK
- İKTİSAD
- İLÂ'
- İlâ'nın Şartları:
- İLÂHİ KANUN
- İLAHİ KİTAPLAR
- İLÂH
- İ'LÂY-I KELİMETULLAH
- İLHAM
- İLLET
- İLLİYYÛN
- İLME'L-YAKÎN
- İLTİMAS
- İLTİZAM
- İLYAS (a.s.)
- İMA
- İMALE
- İREM
- İMÂMEYN
- İMANIN ŞUBELERİ:
- Birinci Kısım: Tasdikle İlgili İtikadiyat'tır
- İkinci Kısım: Dille Alakalı Ameller
- Üçüncü Kısım: Bedenî Ameller
- 1. Çeşit: Muayyen Şeylere Ait Olanlar
- 2. Çeşit: Kendisine Tabi Olanlarla İlgili Şeyler
- 3. Çeşit: Âmmeye Müteallik Şeyler
- İMARET
- İMSAK
- İMTİYAZ HAKKI
- İNCİL
- İncil Çeşitleri:
- 1) Matta İncili:
- 2) Markos İncili:
- 3) Luka İncili:
- 4) Yuhanna İncili:
- İNFÂK
- İ
- İnfak
- İnfak
- İnfak; Anlam ve Mâhiyeti
- Kur'an'da İnfak
- Hadislerde İnfak
- Allah'ın Verdiği Her Nimetin İnfakı Vardır
- Malla Yapılan İnfak
- İlimden Yapılan İnfak
- Mutluluktan Yapılan İnfak
- Sağlıktan yapılan İnfak
- Gençlikten Yapılan İnfak
- Güzel Sözle Yapılan İnfak
- Güler Yüzle Yapılan İnfak
- İnfakın Fayda ve Hikmetleri
- İNFİTÂR SÛRESİ
- İNKÂR
- İNNİN VE BAŞKALARI
- İNSAN
- Yaratılış Gayesi:
- Sosyal Açıdan İnsan:
- Nâs ve İnsan Kelimelerinin Anlam ve Mâhiyeti
- İnsanın İki Yönü
- İnsanın Bazı Temel Özellikleri
- Kur'an-ı Kerim'de İnsan
- a) İnsanın Olumlu Özellikleri
- b) İnsanın Olumsuz Özellikleri
- İnsan İle Diğer Canlılar Arasındaki Farklar
- 1) Zekâ:
- 2) Anlatma (İfade) Yeteneği:
- 3) Ellerinin Yapısı Ve Vücudunun Dik Durması:
- 4) Öğrenme Ve Yeni Denemelerde Bulunma Yeteneği:
- İnsanın Menşei (Oluşumu) Meselesi
- Kur'an'da İnsanın Yaratılması ve Halifeliği
- İnsanın Yaratılışı
- Ne Zamandan Beri Müslümanım? (Dünyaya Ne Olarak Geldim?)
- Kaalu Bela Ne Demektir?
- İnsanın Yaratılış Gayesi
- İnsanın Konumu ve Görevi
- İnsan Ölünce Ne Olacak?
- Akîde Yönünden İnsanlar
- İnsanın Değer ve Üstünlüğü
- İnsanın Değeri:
- Haklar, Görevleri; Nimetler de Sorumlulukları Doğurur
- İNSAN SÛRESİ
- İNŞA
- İNŞALLAH
- İNŞİKÂK SÛRESİ
- İNŞİRAH SÛRESİ
- İNTİHAR
- İNZAL
- İNZÂR
- İnzâr; Anlam ve Mâhiyeti
- Kur'an'da İnzâr Kavramı
- Mü'minlerin Uyarılması
- Uyarının Fayda Etmediği Kâfirler
- Çağdaş Davetçi/
- Bütün Toplumlar Peygamber Aracılığıyla Uyarılmıştır
- Elçi Gönderilmeyen, Uyarı Yapılmayan Toplumlar Helâk Edilmezler
- Toplumun Önderleri Toplumdan Sorumludur
- İNZİVA
- İPEKLİ GİYİNMEK
- İPOTEK
- 1. Ortak Malların Rehnedilmesi:
- 2. Başka Bir Şeye Bitişik Ve Onunla Meşgul Bulunan Malın Rehnedilmesi:
- İRHASAT
- İRŞÂD
- İ
- İrşad
- İRTİDÂD
- İrtidâd; Anlam ve Mâhiyeti
- Geniş Anlamda İrtidâd ya da Riddet Nedir
- İrtidâd, Neden Küfrün
- Kur'ân-ı Kerim Mürtedler
- İrtidâd, Aynı Zamanda Bir İslam Hukuku Konusudur.
- Mürtedin Kişiliği:
- Mürted
- İrtidat Sebepleri:
- Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası
- Mürtedin Öldürülmesinin Hikmeti:
- İrtidatın Başlaması:
- 1) Dinden Tamamen Dönenler:
- 2) Namazla Zekâtı Birbirinden Ayıranlar:
- Ridde Savaşları
- Halid bin Velid'in Tuleyha Meselesini Çözümlemesi:
- Benû Âmir, Havâzin ve Suleymlilerin İrtidâdı:
- Kur'ân-ı Kerim'de İrtidâd Kavramı
- Bir Tefsirden İktibas
- Hadis-i Şeriflerde İrtidât Kavramı
- Mürtede Verilecek Dünyevî Cezânın Tahlili
- İrtidadın Dünyevî Cezası Yoktur Diyenlerin Delilleri
- Gizli İrtidâd
- Şirkin Çağdaş Yansımaları; Özendirilen ve Dayatılan Mürtedlik
- Güncel Câhilî Eğitimde Şirk:
- İttibâ Şirki:
- Mürtedliğe Giden Yollar
- Mürtedliğe Yol Açan Sebepler:
- Bir Müslümanı Mürted Yapan Tavırlar:
- Elfâz-ı Küfür:
- Çevrede Çokça Duyulan Elfâz-ı Küfürden Bazıları (Söyleyeni Şirke Düşürmesinden Korkulan, Müslümanları Mürted Yapmasından Endişe Edilen Çirkin Sözler)
- 1) Allah'la İlgili:
- 2) Dinle İlgili:
- 3) Cennet, Melek ve Kaderle İlgili:
- Ef'âl-i Küfür:
- 1) Puta Tapmak:
- 2) Mushafı Pisliğe Atmak Gibi Saygısızca Davranmak:
- 3) Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- 4) İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- 5) Ölülerden Duâ Ederek Bir Şey İstemek, Kabirleri Tapınak Yapmak:
- 6) Haç Takınmak:
- 7) Ğıyar ve Zünnâr:
- 8) Mecûsî ve Yahûdi Şapkası:
- 9) Sihir:
- Müşrik ve Mürtedlerle Mücâdele
- Seyyidü'l-İstiğfar Duası:
- Şirk, Küfür ve İrtidaddan Korunma Yolları
- İrtidâd, İrticâ/Gericilik Demektir; Mürted de Mürtecî/Gerici
- Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
- İRTİDAT (MÜRTED)
- İSA (a.s.)
- Hz. İsa; Hayatı, Tebliği ve Tevhid Mücadelesi:
- Kur'ân-ı Kerim'de Hz. İsa:
- Hadislerde Hz. İsa:
- Hıristiyanlara Göre Hz. İsa:
- Hz. İsa'nın Çarmıha Gerilmesiyle İlgili İncillerdeki Kuşkular:
- İncillere Göre Hz. İsa'nın Beşerî Yönleri:
- Hz. İsa'nın Babasız Doğma Mûcizesi:
- Hz. İsa'nın Ref'i ve Nüzûlü Meselesi:
- Hz. İsa'nın Gökten İneceğini İfade Eden Hadis
- Mehdî:
- Deccâl:
- Deccâlın Özellikleri:
- İSBAT-I VACİB
- İSLAM'DA MEZHEP
- Müellifin Önsözü
- İslâm Ve İman'ın Hakikati:
- Dört Mezhebten Belli Bir Mezhebi Taklid Etmek Ne Vaciptir, Ne De Mendup
- İslâm'ın Esası Allah'ın Kitabı Ve Rasûlullah'ın Sünnetiyle Amel Etmektir
- Müteahhirun Herşeyi Değiştirip, Tek Bir Kişiyi Taklid Etmeyi Gerekli Kılmakla Tefrikaya Düştüler
- İnsan Öldüğünde Kabirde Mezhep Veya Tarikattan Sorguya Çekilir Mi?
- Belirli Bir Mezhebe Bağlanmanın Gerekli Olduğu Sözünün Aslı Siyasetle İlgilidir
- Mezhebin Bid'at Oluşu Konusunda Dehlevi'nin Araştırması
- Rasûlullah'tan Başka Birisine Taassup Gösteren Sapık Ve Cahildir
- Kemal B. Hümâm'ın Belirli Bir Mezhebe Bağlanmanın Gereksiz Olduğunu Belirtmesi
- Uyulması Gereken İmam Rasûlullahtır
- İhtilaf Ve Tefrikalar Mezheplere Tabi Olma Yüzündendir
- İmam Ebu Hanife'nin Mezhebi Kur'an Ve Sünnetle Amel Etmektir
- Müçtehid İçtihadında Hata Da Yapabilir, Doğruyu Da Bulabilir Teşride. Hata Yapmayan Sadece Peygamberdir
- Hak Kesinlikle Rasûlullah'ın Dışında Hiçbir Kimsenin Görüşüyle Sınırlandırılamaz
- Önemli Bir İkaz
- Bu Ümmetin Hali Ancak Evvelkilerin Islah Olunduğuyla Islah Olunur
- Ulemanın Dinin Hükümlerini Değiştirdiğine Dair Fahreddin Er-Razî'nin Görüşü
- İmam-ı Â'zam (En Büyük İmam) Rasûlullahtır
- Allah Bize Sırat-ı Müstakim'e Girmemizi Emrediyor
- Gazaba Uğrayanlar, Hakkı Sadece Kendi Mezhebinden Kabul Ederler
- Rasûlullah Belli Bir Mezhebin İnsanlar İçin Gerekli Olduğunu Söylememiştir
- Fasıl
- Kaynaklar
- İSM
- İSMAİLİYYE
- Mezhebin Kaideleri:
- İSMET
- İSM-İ A'ZÂM
- İSNÂ AŞERİYYE
- İSNÂD
- Âli ve Nâzil İsnâd:
- İSRÂ
- İSRÂ SURESİ
- İSRAF
- İsrafın Anlam Sahası:
- Kur'an'da İsrafın Manaları:
- İSRÂFİL (a.s)
- İSRÂİLİYÂT
- İSRAİLOĞULLARI
- Benî İsrâil, İsrâil, İbrânî, Yahûdî ve Mûsevî Kelimeleri ve Mâhiyeti
- Bazı Hadis-i Şerifler:
- İsrâiloğullarının Tarihi
- Firavun ve İsrâiloğulları
- Firavun'dan Kurtulduktan Sonra İsrâiloğulları
- Hz. Muhammed (s.a.s.) ve İsrâiloğulları
- İsrâiloğullarının Karakteri / Yahudileşme Alâmet ve Özellikleri
- Onlar ve Biz
- Yahudileşme ve Yahudileşme Temâyülü
- İmanda Pazarlık
- Dini, Kutsal Kitabı Tahrif
- İSTİANE
- İSTİARE
- İSTİÂZE
- İstiâze; Anlam ve Mâhiyeti:
- Kur'an'da İstiâze:
- Sünnette İstiaze:
- İstiazenin Hükmü:
- Şeytandan Kurtuluş Yolu:
- Sığınan, Kendisine Sığınılan ve Kendisinden Sığınılan
- Şeytanın İbâdetlere Tasallutu ve Şeytanı Kaçıran Şey:
- Günümüzde İstiaze Anlayışı:
- Allah'a Sığınma Tarzı Nasıl Olmalı?
- İstiâze Şuurunun Bize Kazandıracağı Anlayış ve Davranışlar:
- İSTİBRÂ'
- İSTİDRAC
- İSTİĞÂSE
- İSTİĞFAR
- İstiğfar'ın Mahiyeti?
- İbadet Olarak İstiğfar:
- İSTİHÂRE
- İSTİHAZA
- İSTİHKAK
- İSTİHLÂF
- İSTİHSAN
- İstihsanın Çeşitleri:
- 1. Nass Sebebiyle İstihsan:
- 2. İcmâ Sebebiyle İstihsan:
- 3. Zarûret ve İhtiyaç Sebebiyle İstihsan:
- 4. Kapalı Kıyas Sebebiyle İstihsan:
- 5. Örf Sebebiyle İstihsan:
- 6. Maslahat Sebebiyle İstihsan:
- İSTİKAMET
- (DOĞRULUK-DOĞRU YOL)
- İSTİKBÂR
- İstikbâr ve Türevleri:
- İstikbar Duygusu:
- İstikbâr; Tanım ve Mâhiyeti
- Istikbar Duygusu
- MÜSTEKBİR
- Müstekbirlerin Özellikleri:
- İstikbar Mantığı:
- Müstekbir Tipler
- Müstaz'af
- Müstekbir ve Müstez'af Ilişkisi
- Müstaz'af İnsan Grupları
- Müstekbirliğin Sonucu: Dünyevî ve Uhrevî Azap
- Uhrevî Azap ve Cehennnem:
- İstikbârın Sembol Tipleri (Müstekbirlerin Duayenleri)
- İstikbâra Kapılmayanlar: Melekler, İnsan Dışındaki Canlılar ve
- İSTİLÂ
- İSTİLAM
- İSTİMLÂK
- İSTİMNÂ
- İSTİMVÂL
- İSTİNBÂT
- İSTİNCA
- Abdest Bozmanın Âdâbı:
- İSTİNŞÂK
- İSTİRCÂ'
- İSTİSNA BÂBI
- İSTİŞARE
- İstişârenin Fazileti:
- İSTİŞARENİN EHEMMİYETİ
- İstişare Emri:
- Telakki:
- Teşvik:
- Hz. Peygamber İstişareye Muhtaç Mı?
- En Büyük Dahi De İstişareye Muhtaçtır:
- Ashab Ve İstişare:
- Hz. Peygamber'in Müşavirleri:
- İstişare Mevzuları:
- İstişare Dışı Mevzular:
- İstişarenin Mekanizması
- 1- Müşavirin Durumu:
- a. Liyakat:
- b. Mûtemed Olmak:
- c. Müslüman Ve Dindar Olmak:
- d. İlgili Olmak:
- 2. İstişarenin Şekli:
- a. Doğrudan Re'ye Müracat:
- b. Liyakatlinin Müdahalesi:
- c. Yersiz Teklif:
- 3- Kararın Alınması:
- a- Ekseriyetin Re'yi:
- b- Görüşlerden birinin ihtiyarı:
- c- Kararı Tehir Etmek:
- d- İcbarî Karar:
- 4- Şahsî Kanaatında Direnmemek:
- 5- Müşavirleri Gücendirmemek:
- 6- Tatbikat Sırasında Azim:
- Batı Demokrasisi:
- 1) Demokrasinin Tenkidi:
- Teknokrasi
- Demokrasinin Sonu Anarşidir:
- 2) İslam'da Kanun Koyma Mekanizması:
- 3) Hürriyet Telakkisi:
- Peygamberler De Hür De
- Hürriyet Sahası:
- Tahdidden Gaye:
- İslam'da Kadınlarla İstişare
- I- Kur'an'a Göre:
- II. Sünnete Göre:
- Bu Meselede Temel Prensip:
- İSTİŞHÂD
- İSTİVÂ
- İSYAN
- İsyan Nedir?
- İsyanın İki Anlamı:
- İsyan; Anlam ve Mâhiyeti
- İsyanın İki Yönü
- Ma'siyet Ne Demektir?
- İtaat; Anlam ve Mâhiyeti
- Tâat Ne Demektir?
- Kur'ân-ı Kerim'de İtaat ve İsyan Kavramı
- Hadis-i Şeriflerde İtaat ve İsyan
- İtaat Edilmesi Gereken Kimseler
- a- Allah'a İtaat:
- b- Rasûl'e İtaat:
- c- Ülü'l-Emr'e İtaat:
- İtaat Edilmesi Yasak Olan Kimseler
- a- Kâfirlere:
- b- Ehl-i Kitaba:
- c- Münâfıklara:
- d- Kendisini Allah Yolundan Uzaklaştıran ve Saptıran Liderlere ve Büyüklere:
- e- Şeytana ve Şeytanın Dostlarına:
- f- Günahkârlara ve Nankörlere:
- g- Yalancılara:
- h- Ahlâksızlara:
- i- Gâfillere, Zikirden (Allah'ı anmaktan ve Kur'an'dan) Gaflette Olanlara:
- j- Namaza Engel Olanlara:
- k- Aşırılara, İsrafçı ve Fesatçılara:
- l- Şirke Zorlayan Ana-Babaya:
- m- Halka, İnsanların Çoğuna (Demokrasi Anlayışına) ve Zanna:
- n- İnsanların ve Bilmeyenlerin Hevâlarına/Kötü Arzu ve İsteklerine:
- o- Allah'a ve Rasûlüne İsyanı (Haram Olan Bir Şeyi) Emreden Kim Olursa Olsun, Ona
- Küfürde Önderler ve Onların İzinden Giden Uyduları
- İtaat ve İsyan Yoluyla Düşülen Şirk
- Allah'a İtaat ve İsyanın Boyutları
- Bütün Evren Allah'a İtaat Etmektedir
- Nerdesin Ey Güzel İsyan?
- İŞÇİ, İŞÇİLİK
- İŞHAD (ŞAHİT TUTMA)
- İŞKENCE
- İŞRAK NAMAZI
- İŞVEREN
- İTAAT
- İTAB ÂYETLERİ
- İTİKÂD
- İTİKÂF
- İ'TİKÂF
- İTLÂF
- İtlafta Tazminin Gerekmesi İçin Gereken Şartlar:
- İTTİHAD
- İVAZ
- İYİLİK
- İZÂLE-İ ŞÜYÛ
- Kazaen (Mahkeme kararıyla) Taksimin Şartları:
- İZÂR
- İZZET
- İzzetin Manası:
- Kişiye İzzet Kazandıran Davranışlar:
- Gerçek İzzet:
- İZZET-İ NEFS