İrtidâd, Aynı Zamanda Bir İslam Hukuku Konusudur.

Küfrün bir türü ve bir vicdan sorunu olarak akâid ilmine konu olan “İrtidâd” ı, esasen aktif alanda İslam Hukuku inceler. Çünkü böyle bir olay, toplum üzerinde çok olumsuz bir etki bırakabilir ve beklen­medik gelişme­lere neden olabilir. Bunu önlemede ise sorumluluğu İslam Hukuku yük­lenmiştir.



İrtidâd, İmanî bir sorunun ötesinde genelin vicdanına karşı cüret­kar bir isyan, toplum düzenini sarsıcı ve anarşiyi davet edici sinsi bir suçtur. Bazen de orga­nize hale dönüşür. Dolayısıyla irtidadın, vicdan özgürlüğü çerçevesinde bir açıklaması olamaz. 



İslam Hukukuna göre bir kimsenin mürted sayılabilmesi için onun daha önce müslüman, akıllı ve özgür olması şarttır. Şu halde hiç müs­lü­man olmamış, ya da aklî dengesi bozuk veya zorlanarak irtidâd eden kimse için böyle bir du­rum söz konusu olmaz. Dolayısıyla kâfirlerin ve müşrikle­rin, diğer şirk ve kü­für dinlerinden herhangi birini seçmeleri için de İslam'a göre bir engel yoktur. Çünkü sonuç itibariyle “Ehl-i Küfür bir tek millettir.”   



Erginlik konusunda ise İslam mezheplerinde görüş farkları vardır. Örneğin Ebu Hanife'nin Öğrencilerinden Muhammed b. Hasan'a göre er­ginlik şart de­ğilken, İmam Ebu Hanife'nin diğer öğrencisi Ebu Yusuf El-Ensari'ye göre çocu­ğun irtidâdı geçerli değildir. İmam Şafii ve Ahmed b. Hanbel de bu kanaatta­dırlar. [505]