İsyanın İki Anlamı:
İsyan kavramının özünde yapmak ile yıkmak anlayışı vardır. Günahkârlar ve isyankârlar yıkmak için, Allaha ve Onun ilkelerine, müslüman yöneticileri karşı çıkarlar ve yıkıcı olurlar. Peygamberler ve onların izinden giden müminler, kötülüklere ve Allaha itaatsizlik eden zalimlere itaat etmezler, onlara ve onların zulüm dizenlerine karşı çıkarlar ve mifsitlerin yıktıklarını yapmaya çalışırlar.
İnsanların yapmaya devam ettikleri yanlış adetlere, mevcut yönetimlerin uyguladıkları yanlış ilkelere karşı çıkmamak, isyan etmemek, korkaklıktır, teslimiyetçiliktir. Ortada olan kötülükleri ve yanlışları kabul edip ses çıkarmamak, ilerlemeyi, olgunlaştırmayı durdurur.
İsyan kelimesinin olumsuz anlamı, Allaha ve Onun peygamberlerinin yoluna karşı çıkıştır. Allaha kulluk yapması için yaratılan insanlardan bir kısmı, Allahın emirlerine bile bile karşı gelmekte, isyan etmekteler. Bundan dolayı da günah kazanmaktalar.
Müminler, Allahtan kendilerine bir emir geldiği zaman onlar şöyle derler:
Ey Rabbimiz! Dinledik ve itaat ediyoruz. Senin mağfiretine (bağışlamana) sığınıyoruz. Ey Rabbimiz, dönüş Sanadır. (2 Bekara/285)
Allahın emirleri karşısında alaycı bir tavır takınanlar da Dinledik ve isyan ediyoruz (2 Bekara/93) derler ve alçak seviyelerini ortaya koyarlar.
Mümin, kendi görüş, davranış ve seçme tercihini Rabbinin doğru hükümlerine teslim eder. Her konularda Onun ölçüsüyle hareket eder, Onun iasanlar için gönderdiği âyetlere boyun eğer. Peygamberi aracılığıyla gönderdiklerini kabul eder ve onlara uyar.
Allah ve Rasûlü bir işte hüküm verdiği zaman, artık mümin bir erkekle mümin kadına, o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allaha ve Rasûlüne isyan ederse (karşı gelirse) apaçık bir sapıklığa düşmüştür. (33 Ahzab/36)
Aldanan, unutan, gaflete düşenler ile, inanmayanlar; Allaha itaat etmezler, Onun ilkelerine isyan ederler. Böyleleri Allahın ilâhlığını ve Rabliğini yeterince takdir edemeyen ve aklını yerli yerinde kullanmayanlardır. Onlar sürekli azap kazanırlar ve ahiretteki sonları da pek iyi olmayacaktır.
İlk isyancı şeytandır. Öyleyse kim aynen onun gibi kibirlenerek Rabbine itaatsızlık ederse, onda şeytan ahlâkı var demektir.
Allaha ve peygambere isyan edenler, kendi arzularını (hevalarını) üstün gören, Allahın Rabliğini ve büyüklüğünü takdir edemeyenlerdir. İsyan edenler, her zaman yanlış yaparlar, zalim olurlar ve yeryüzünde sürekli bozgun (fesat) çıkarırlar.
Müminler zararlı, yanlış, batıl ve sapık fikirlere, inançlara, sistemlere isyan ederler (itaat etmezler), Hakka boyun eğerler. Allaha hiç bir isyan etmeyen peygamberleri ve melekleri örnek alırlar. (66 Tahrim/6)
Allah ve Onun peygamberine isyan, Onun tanımamak, Onun koyduğu kanunları hiçe saymak demektir. Bu da insanın İslâmdan uzaklaşmasına sebep olur.
i1 harfi
- İBÂHİYYE
- İBDÂ
- İBN KESİR
- Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azîm:
- İBN MACE
- Sünen-i İbn Mâce:
- İBN TEYMİYYE
- İBNU'S-SEBİL
- İBRA
- İBRAHİM SÛRESİ
- İBRÂNÎ
- İBTİLÂ'
- İCÂBET
- İCAP VE KABUL
- a) Sözle icap ve kabul:
- Sıygaların İcap ve Kabulde Etkisi:
- b) Mektup, elçi, telefon vb. ile icap ve kabul:
- c) Teâtî yolu ile icap ve kabul:
- İCARETEYN
- İCÂZET
- İCBÂR
- İCMA'
- İcmaın Mertebeleri:
- l) Sarih İcma:
- 2) Sükûtî İcma:
- 3) Müctehidlerin Belli Bir Ortak Noktada İttifak Etmeleri:
- İCMA-İ ÜMMET
- İCMÂLÎ ÎMAN
- İCRÂ
- Mahkeme Kararlarının İcrâ ve İnfazı: