Şirkin Çağdaş Yansımaları; Özendirilen ve Dayatılan Mürtedlik
Şirk, Allaha ait özellikleri bir anlamda gasbetmek ve onları hak etmeyenlere vermektir. Haddi aşan insanlar veya aklını iyi kullanmayanlar, Allahın rabliğini, melikliğini, ilâhlığını, hâkimiyetini gasbederler. Bütün bu ilâhî özellikleri bazı şeylere, insanlara veya birtakım güçlere verirler. Sonra da onların önünde şöyle veya böyle boyun eğerler, onlara mutlak anlamda itaat ederler. İnsanların şirk içinde olması Allahın rabliğine zarar vermez. İnsan, kendi aleyhine olarak şirke yuvarlanır. Ancak, şirkin zararı sadece müşrikle sınırlı kalmaz, topluma da yayılır. Şirkin ve müşriklerin güçlü olduğu yerlerde fesat yaygınlaşır, toplumun huzuru bozulur. Allahtan başka yaratıcı, öldürücü, mutlak tasarruf sahibi, sınırsız güç sahibi, sevilen ve ibâdet eder gibi itaat edilen, hükmüne -Allahın hükümlerine aykırı olarak- boyun eğilen her şey, şirke götüren sahte tanrılardır. Şirk içinde olanlar, şüphesiz toplum içinde, tabiatta ve insan ilişkilerinde dengeyi bozarlar. Halbuki Tevhid bu hayatî dengeyi kurmak ve korumak için gönderilmiştir.
Şirke düşenler hiç bir zaman Allah (c.c.) evreni şu kadar ortakla, yardımcı ile idare ediyor demiyorlar. Onlar, yaptıklarının şirk olduğunu çoğunlukla kabul bile etmezler. Hatta birçoğu İslâma ve Kurana saygı duyduklarını dahi söylerler. Ancak, şirk koşmaktan maksat, Allahın evren üzerindeki hâkimiyetini tanımamak, Onun hükümlerini reddetmek ve Ona Rabliğinde ortaklar bulmak, öyle inanmaktr. Dolaysıyla hayata ait hükümleri, ilâhî ölçüleri Allahtan almamak, kulluğu, mutlak itaati başka sahte ilâhlara yapmaktır.
Bu anlamda çağımızda yepyeni şirk örnekleri gelişmiştir. Eskiden görülen şirk çeşitlerine yenileri de ilave olmuştur. Artık atalar dini, eskiden beri devam eden putçuluk, falcılık, kurtarıcı liderlik, siyasal güçler, mezarda yatan ölüler, spor kulüpleri, ikon (put) haline getirilen sevgililer, her bir şeyi taklit edilen sanatçılar, dünya çıkarları, makamlar, heykeller ve ölümlü kişiler birer şirk aracı haline getirilmiştir. Allaha inandığını söyleyen niceleri, Onun Rabliğini göklere gönderirken, Onun yalnızca göklere karışmasını isterken, kendi hayatına ve toplum hayatına başkalarının ilkelerini daha uygun görmekte, Allahın peygamber aracılığıyla gönderdiği ölçüye aldırış etmemektedirler. Bir kişinin veya bir siyasal gücün ilkelerini Allahın hükümlerinin önüne getirebilmektedirler. Çok üstün sandıkları birtakım kişilere ve şeylere Allahtan ve Onun hükümlerinden daha fazla değer vermektedirler. İslâm, insanın bu sapıklıktan kurtulup Tevhidle hayat bulmasını istiyor. Allahı birlemek ve yanlızca Ona kulluk yapmak üzere yaratılan insanın fıtratına uygun olan da budur. İnsana düşen, Kuranın De ki O Allah tektir. Onun eşi ve benzeri yoktur. Doğmamış, doğurulmamıştır. Hiç bir şey Ona denk/eş değildir. (112/İhlâs, 1-4) gerçeğine teslim olmak ve gereğini yapmaktır.[505]
İnsan, müslümanım dediği, kelime-i tevhidi söylediği halde, cehâlet ve düzenin/ortamın cahilî yapısından dolayı -Allah muhâfaza etsin- kolaylıkla şirke düşebilir. Mümin olmak, çok zor değildir; esas önemli olan, özellikle İslâmın hâkim olmadığı çevrelerde mümin kalmak ve müslüman olarak ölmektir. Günümüzde sık görülen şirk unsurlarının, tevhidi bozan durumların en yaygın olanları şunlardır:
i1 harfi
- İBÂHİYYE
- İBDÂ
- İBN KESİR
- Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azîm:
- İBN MACE
- Sünen-i İbn Mâce:
- İBN TEYMİYYE
- İBNU'S-SEBİL
- İBRA
- İBRAHİM SÛRESİ
- İBRÂNÎ
- İBTİLÂ'
- İCÂBET
- İCAP VE KABUL
- a) Sözle icap ve kabul:
- Sıygaların İcap ve Kabulde Etkisi:
- b) Mektup, elçi, telefon vb. ile icap ve kabul:
- c) Teâtî yolu ile icap ve kabul:
- İCARETEYN
- İCÂZET
- İCBÂR
- İCMA'
- İcmaın Mertebeleri:
- l) Sarih İcma:
- 2) Sükûtî İcma:
- 3) Müctehidlerin Belli Bir Ortak Noktada İttifak Etmeleri:
- İCMA-İ ÜMMET
- İCMÂLÎ ÎMAN
- İCRÂ
- Mahkeme Kararlarının İcrâ ve İnfazı: