Hz. Zeyneb'in Hayatından Bazı Safhalar

Yeri gelmişken Zeyneb vâlidemizin  hayatından bir iki satır bahsedelim: Zeyneb (radıyallahu anhâ) Hz. Peygamber'in halası Ümeyye bintu Ebu Tâlib'in kızıdır. Ashâb'ın büyüklerinden olan Abdullah İbnu Cahş (radıyallahu anh)'ın kızkardeşidir. Ümmü'l-Hakem diye künyesi vardır. Adı Berre idi, evlendikten sonra Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Zeyneb yaptı.



İlk Müslümanlardan sayılır, Medine'ye hicret edenlerdendir. İbnu'l-Esir Üsdü'l-Gâbe'de, Zeyd (radıyallahu anh)'in, Kur'an ve sünneti öğretmek maksadıyla onunla evlendiğini kaydeder.



Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le evlenmesi bir rivayete göre hicretin üçüncü bir diğerine göre beşinci yılında olmuştur. İbnu İshak, Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ)'den sonra Zeyneb'le tezevvüc buyurduğunu belirtir. Zeyneb bu evlilik sırasında 35 yaşındadır.



Zeyd'in anlattığına göre, Zeyneb (radıyallahu anhâ)'le boşanma işi tamamlanınca, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) kendisini çağırarak Zeyneb'e gitmesini, evlenme kararını bildirmesini söylemiş, o da gidip, kapıya sırtını çevirerek: "Ey Zeyneb, beni Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gönderdi, seninle evlenmek istiyor" diye haber verir. Hz. Zeyneb: "Ben Rabb'imden (azze ve celle) istihârede bulunmadan bir şey söyleyemem" der ve istihâre yapmak üzere hânesindeki mescide girer. Bu esnâda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a   زوّجناكها    "Senin nikâhını biz kıydık" meâlindeki ayet nâzil olur ve Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) herhangi bir izin talebinde bulunmadan Zeyneb (radıyallahu anhâ) validemizin yanına girer. Bu durumda Hz. Zeyneb, diğer hanımlara karşı övünecektir. "Benim nikâhımı Allah kıydı" diye. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) onun düğününde ekmek ve etle ziyâfet vermiştir.



Hz. Zeyneb (radıyallahu anhâ) son derece dindar bir kadındı. Hayra eli pek açıktı. Sadaka vermeyi severdi. Deri işleme san'atını iyi bildiği için deri işler, buradan kazandığı paranın tamamını sadaka olarak muhtaçlara dağıtırdı. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir ara: "Bana ilk kavuşacak olanınız elce  en uzun olanınızdır"  buyurur. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevceleri, aralarında kollarını  arşınla ölçerler. Hz. Aişe: "Elce en uzun olanımız Zeyneb'ti. Çünkü eliyle iş yapar ve bol bol sadakada bulunurdu" der ve ilave eder: "Ben dinde, Zeyneb kadar hayırlı bir kadın görmedim. O, Allah'a karşı herkesten daha muttaki, daha doğru sözlü, sıla-i rahme daha sâdık, sıdk  ve emânetce daha ileri idi."



Hz. Ömer (radıyallahu anh) hilâfeti sırasında, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın diğer zevcelerine olduğu gibi, ona da tahsisat ayırır ve 12 bin dirhem para gönderir. Zeyneb validemiz bunu alır ve yakınlarına dağıtır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Veda Haccı zamanında zevcelerine: "Bu haccdan sonra artık hasırların sırtı" buyurarak evlerinden ayrılmamaları gereğine işaret buyurur. Bilâhere Zeyneb ve Sevde (radıyallahu anhümâ) validelerimiz hâriç hepsi haccederler. O ikisi: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın o sözünden sonra bizi hiçbir binek  kımıldatmamalıdır" derler.



Hz. Aişe: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in hanımlarından hiçbiri, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın nezdindeki itibarın yüceliği hususunda benimle boy ölçüşemezdi, Zeyneb Bintu Cahş hâriç. Zira o, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın diğer zevcelerine karşı: "O'nunla sizleri babalarınız evlendirdi. Benim nikâhımı ise Allah kıydı" derdi (ve cevap veremezdik)."



Hz. Aişe, Zeyneb (radıyallahu anhâ)'i ifk hadisesindeki tutumuyla da çok takdir eder. Aralarındaki bu  rekabete rağmen, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Aişe hakkında kanaatini sorunca: "Hayırdan başka  birşey bilmiyorum" diyerek, hüsn-i şehâdette bulunmuştur. Halbuki Zeyneb'in kızkardeşi Hamnâ, Hz. Aişe'nin Zeyneb'le olan rekabet durumunu düşünerek, hissî davranmaktan kendini alamamış ve hadd-i kazf'e maruz kalanlardan biri olmuştur.



Hz. Zeyneb (radıyallahu anhâ) vâlidemiz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın zevcelerinden Safiyye Bintu Huyey (radıyallahu anhâ)'e: "Yahudi kızı" diye hakaret edince, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine kızmış ve Zilhicce, Muharrem ve Sefer ayının bir kısmında terkederek  hiç uğramamak suretiyle cezalandırmıştır.



Zeyneb Bintu Cahş, hicretin 20. yılında Hz. Ömer zamanında vefat etmiştir. Namazını da Hz. Ömer (radıyallahu anh) kıldırır. İslâm'da cenazesi için tabut yapılan ilk kadın odur. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'tan sonra, Ezvac-ı tâhirât (radıyallahu anhünne)'tan ilk vefat eden o olmuştur. Hz. Aişe, Zeyneb'in vefatı üzerine, "O zaman anladık ki, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in elce en uzun sözündeki uzunluktan maksadı hayır ve tasadduk işleminde cömert olmakmış" der. Çünkü Zeyneb Bintu Cahş kısa boylu  olduğu için kol, boyunu ölçmelerde hep kısa kalırmış.



Hz. Zeyneb (radıyallahu anhâ), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)' tan bir çok hadis de rivayet etmiştir. Bu rivayetleri ondan daha ziyade yeğeni Muhammed İbnu Abdullah İbni Cahş ve Ümmü Habibe Bintu Ebi Süfyân ve Zeyneb Bintu Ebi Seleme vs. yapmıştır.



Zeyneb vâlidemiz  vefat ettiği zaman, elli -bir rivayete göre de elli üç- yaşında idi. O ölünce, Hz. Aişe (radıyallahu anhümâ): "Hamide (çok hamdedici), Müteabbide (çok ibadet edici), yetim ve dulların mefza'ı (sığınağı) göçtü" demiştir (Radiyallahu anha).[29]



______________NOT: Bizce onun en ziyâde hatırda tutulup, örnek alınması gereken yönü, Hâne-i risaletpenâhi'de el-işi yapmış olmasıdır. İlâ hâdisesi sırasında Resûlullah (aleyhisselâtu vesselâm)'ın çekildiği meşrübe, onun deri işleme atölyesi durumunda idi. İlâ ile alâkalı Hz. Ömer'in tasvirlerinde, işlenmek üzere duvara asılan derilerin sayısı, saldıkları koku, deri işlemede kullanılan selem ağacı meyvesi vs. mevzubahis edilmektedir.