İman, Tasdik ve İkrar:
İslâm ûleması, "İman yalnız kalben tasdik midir, yoksa ikrarla beraber kalbî tasdik midir?" suali çerçevesinde farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. İbn-i Abidin: "Hanefilerin ekserisine göre; tasdikle beraber ikrardır. Muhakkıklara göre ise yalnız tasdiktir. İkrar ise; dünya ahkâmının icrası için şarttır."[505] hükmünü zikreder. İmam-ı Azam Ebû Hanife (rh.a)'ye göre; gerçek iman kalbî tasdikten ibarettir.[505] Zira dil ile ikrar ettikleri halde, kalben tasdik etmeyen münafıklar, kâfir hükmündedirler. Nitekim Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur:
"İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, kendileri iman etmiş olmadıkları halde `Allah'a ve âhiret gününe inandık' derler. Halbuki onlar inanıcı (insanlar) değildirler." (Bakara: 2/8)
"Ey Peygamber!... Kalbleriyle inanmadıkları halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerle, (münafıklarla), yahudilerden o küfr içinde (alabildiğine) koşuşanlar seni mahzun etmesin" (Maide: 5/41)
Dikkat edilirse bu ayet-i kerimelerde dilleriyle inandıklarını iddia eden, fakat kalben tasdik etmeyen kimselerin hali izah edilmiştir.[505]
Resûl-i Ekrem (sav)'in; "İnsanlar lâ ilâhe illallah deyinceye kadar (onlarla) cihada memur oldum. Şimdi her kim "Allah'dan başka ilâh yoktur" (lâ ilâhe illallah) derse; canını ve malını benden korumuş olur. Ancak hakkı ile olursa (yani kalben tasdik ederse) ne âla!.. Aksi durumda da (sadece dille söyler, kalben inanmazsa) hesabı Allahû Teâla (cc)'ya kalmıştır."[505] buyurduğu bilinmektedir.
İmam-ı Muhammed (rh.a) bu hadisi zikrettikten sonra: "Netice olarak bir kimse malûm olan şirk itikadını (kalbî durumunu) tesbit etme imkânımız yoktur. Neyi ikrar ettiğini duyarsak, o inançta olduğuna hükmederiz"[505] buyurmaktadır. Sonuç olarak; imanın aslî rüknü kalben tasdiktir. Dünya ahkâmının icrası açısından zarurî olan rüknü ise; dil ile ikrar etmektir. Eğer bir kimse; kalben tasdik eder, fakat bunu dili ile ikrar etmezse, hali insanlarca meçhul kalır. Tabiî dil ile ikrar için herhangi bir ehliyet ârızası (dilsiz olma veya ikrah-ı mülci altında bulunma gibi) sözkonusu olmamalıdır. [505]
"İnsanlardan öyle kimseler vardır ki, kendileri iman etmiş olmadıkları halde `Allah'a ve âhiret gününe inandık' derler. Halbuki onlar inanıcı (insanlar) değildirler." (Bakara: 2/8)
"Ey Peygamber!... Kalbleriyle inanmadıkları halde ağızlarıyla "inandık" diyenlerle, (münafıklarla), yahudilerden o küfr içinde (alabildiğine) koşuşanlar seni mahzun etmesin" (Maide: 5/41)
Dikkat edilirse bu ayet-i kerimelerde dilleriyle inandıklarını iddia eden, fakat kalben tasdik etmeyen kimselerin hali izah edilmiştir.[505]
Resûl-i Ekrem (sav)'in; "İnsanlar lâ ilâhe illallah deyinceye kadar (onlarla) cihada memur oldum. Şimdi her kim "Allah'dan başka ilâh yoktur" (lâ ilâhe illallah) derse; canını ve malını benden korumuş olur. Ancak hakkı ile olursa (yani kalben tasdik ederse) ne âla!.. Aksi durumda da (sadece dille söyler, kalben inanmazsa) hesabı Allahû Teâla (cc)'ya kalmıştır."[505] buyurduğu bilinmektedir.
İmam-ı Muhammed (rh.a) bu hadisi zikrettikten sonra: "Netice olarak bir kimse malûm olan şirk itikadını (kalbî durumunu) tesbit etme imkânımız yoktur. Neyi ikrar ettiğini duyarsak, o inançta olduğuna hükmederiz"[505] buyurmaktadır. Sonuç olarak; imanın aslî rüknü kalben tasdiktir. Dünya ahkâmının icrası açısından zarurî olan rüknü ise; dil ile ikrar etmektir. Eğer bir kimse; kalben tasdik eder, fakat bunu dili ile ikrar etmezse, hali insanlarca meçhul kalır. Tabiî dil ile ikrar için herhangi bir ehliyet ârızası (dilsiz olma veya ikrah-ı mülci altında bulunma gibi) sözkonusu olmamalıdır. [505]
İMAN
- İman;
- Kur'an'da İman
- İmanın Dereceleri
- 1) İcmali İman:
- 2) Tafsili İman:
- Tafsili İmanın Dereceleri ve İman Esasları:
- İman
- İmanın Muhafazası, Kazanılmasından Daha Zordur:
- İmanın Gerektirdikleri
- İman ve İslam
- İman ve Amel
- İman Amelden Bir Cüz müdür?
- İman, Tasdik ve İkrar:
- Tasdikin Derece ve Türleri:
- İslam Istılahında İmanın Manası, Hakîkati ve Rükûnleri:
- İman ve İnkâr Yönünden İnsanlar
- İnsanlar Niçin İman Eder? İmanın Sebep ve Sonuçları
- İmanla İlgili Sünnetullah (Allah'ın Değişmez Yasaları)
- İmanın Sahih (Geçerli) ve Kabule Şayan Olmasının Şartları
- İmanı Bozan Haller
- 1) Cibt ve Tağuta İnanmak:
- 2) Şirk Koşmak:
- 3) Kâfirleri Veli ve Yönetici Tanımak:
- Bâtıla İman
- İman Esasları
- Sosyal Ve Toplumsal Faktör Olarak İman:
- İman Sözcüğünün Terimsel Anlamı ve İman-Vicdan Sorunu
- İmanın Niceliği
- Taklîdî İman: