Şükrün Önemi
Kuran, sürekli olarak Allahın insanlara verdiği nimetlere, yaptığı bağışlara, ettiği ihsanlara dikkat çekmekte ve insanın bütün bu iyilikler karşısında minnettarlık duymasını, şükran duyguları içerisinde olmasını istemektedir. Çünkü nimete kavuşmanın, iyilik görmenin karşılığı budur.
İnsan, Allahın kendisine verdiği can ve organlar karşılığında (32/Secde, 7-9), yağmur vermesinin (45/Câsiye, 4-5; 56/Vâkıa, 68-69), gece ile gündüzü var etmesinin (28/Kasas, 73), dağ gibi gemileri yüzdürmesinin (31/Lokman, 31), eti yenen hayvanları (36/Yâsin, 71-73) ve daha nice nimetler vermesinin karşılığı olarak şükr etmelidir. Bütün bu nimetleri vereni tanımalı ve Onun önünde boyun bükmelidir.
Allahın insanlara; Verdiğim nimetlere şükredin demesi de ayrıca kul için bir nimet ve ihsandır. Çünkü şükrün faydası dünya ve ahirette Allaha değil kula dönüktür. Yerine getirdiği şükür ile fayda gören kulun kendisidir. Kul, şükrederek Rabbine bir karşılık veya bir mükâfat vermemektedir. Zaten buna da hiç bir varlığın gücü yetmez. Kim şükrederse kendi nefsi için şükretmiş olur (27/Neml, 40) Yoksa Allahın böyle şeylere asla ihtiyacı yoktur.
Ancak Allah (cc) kullarına karşı bu kadar cömert, bu kadar lütuf sahibi olduğu halde, kullarının bir kısmı nankördür, çok şükretmekten uzaktırlar (10/Yunus, 60; 7/Arâf, 10; 23/Müminûn, 78; 67/Mülk, 23).
Şükretmek müminlerin en önemli özelliklerinden biridir. Allah (cc) müminlere verilenleri zaman zaman hatırlatıyor ve bu hatırlatmanın da onları şükretmeye teşvik olduğunu hissettiriyor. Söz gelimi, Allah müminleri affeder (2/Bakara, 52), müminler Ramazan orucuyla ibadet ederler ve doğru yolu bulurlar ve Allahı da büyük tanırlar (Bakara, 185), onlar Allahtan ittika ederler / hakkıyla çekinirler (3/Âl-i Imran, 123), bundan dolayı Allah (cc) onlara nimetlerini tamamlamak ve onları temizlemek istiyor (5/Mâide, 6). Allah (cc) onlara âyetlerini çok net bir şekilde açıklıyor (5/Mâide, 89), onlara zafer veriyor ve güzel rızıklarla rızıklandırıyor (Enfal, 26), dinlenmek için geceyi ve gündüzü var etmiştir (28/Kasas, 73); işte bunların sebebi, umulur ki müminler hakkıyla şükrederler.
Bütün nimetlerin sahibi Allah (cc) insanlara;
Siz beni zikredin (anın) ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, fakat asla nankörlük etmeyin (2/Bakara, 152) diye emretmektedir. Yine Lokman (a.s.)'ın şahsında insanların şükür edici olmalarını istiyor (31/Lokman, 12).
İnsan, Allahın kendisine verdiği can ve organlar karşılığında (32/Secde, 7-9), yağmur vermesinin (45/Câsiye, 4-5; 56/Vâkıa, 68-69), gece ile gündüzü var etmesinin (28/Kasas, 73), dağ gibi gemileri yüzdürmesinin (31/Lokman, 31), eti yenen hayvanları (36/Yâsin, 71-73) ve daha nice nimetler vermesinin karşılığı olarak şükr etmelidir. Bütün bu nimetleri vereni tanımalı ve Onun önünde boyun bükmelidir.
Allahın insanlara; Verdiğim nimetlere şükredin demesi de ayrıca kul için bir nimet ve ihsandır. Çünkü şükrün faydası dünya ve ahirette Allaha değil kula dönüktür. Yerine getirdiği şükür ile fayda gören kulun kendisidir. Kul, şükrederek Rabbine bir karşılık veya bir mükâfat vermemektedir. Zaten buna da hiç bir varlığın gücü yetmez. Kim şükrederse kendi nefsi için şükretmiş olur (27/Neml, 40) Yoksa Allahın böyle şeylere asla ihtiyacı yoktur.
Ancak Allah (cc) kullarına karşı bu kadar cömert, bu kadar lütuf sahibi olduğu halde, kullarının bir kısmı nankördür, çok şükretmekten uzaktırlar (10/Yunus, 60; 7/Arâf, 10; 23/Müminûn, 78; 67/Mülk, 23).
Şükretmek müminlerin en önemli özelliklerinden biridir. Allah (cc) müminlere verilenleri zaman zaman hatırlatıyor ve bu hatırlatmanın da onları şükretmeye teşvik olduğunu hissettiriyor. Söz gelimi, Allah müminleri affeder (2/Bakara, 52), müminler Ramazan orucuyla ibadet ederler ve doğru yolu bulurlar ve Allahı da büyük tanırlar (Bakara, 185), onlar Allahtan ittika ederler / hakkıyla çekinirler (3/Âl-i Imran, 123), bundan dolayı Allah (cc) onlara nimetlerini tamamlamak ve onları temizlemek istiyor (5/Mâide, 6). Allah (cc) onlara âyetlerini çok net bir şekilde açıklıyor (5/Mâide, 89), onlara zafer veriyor ve güzel rızıklarla rızıklandırıyor (Enfal, 26), dinlenmek için geceyi ve gündüzü var etmiştir (28/Kasas, 73); işte bunların sebebi, umulur ki müminler hakkıyla şükrederler.
Bütün nimetlerin sahibi Allah (cc) insanlara;
Siz beni zikredin (anın) ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, fakat asla nankörlük etmeyin (2/Bakara, 152) diye emretmektedir. Yine Lokman (a.s.)'ın şahsında insanların şükür edici olmalarını istiyor (31/Lokman, 12).
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ