Bâtıla İman:
Kur'an, imanı sadece olumlu alanlar için kullanmaz. Gönülden benimseme ve tasdik etmenin, yani imanın, olumsuz görünümlerinin bulunabileceğine de dikkatimizi çeker. İman, Allah'ın inanılmasını istediği şeylere olursa doğru; hakkında Allah'ın hiçbir delil indirmediği şeylere olursa bâtıl olur.
"De ki: Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla iman eden ve Allah'ı inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır." (29/Ankebut, 52)
"Tek Allah'a ibâdete çağrıldığı, duâ edildiği zaman küfrederdiniz. O'na şirk koşulunca (buna) iman ederdiniz. Artık hüküm, yüceler yücesi Allah'ındır." (40/Mü'min, 12)
"Onların çoğu, ancak şirk koşarak Allah'a iman ederler." (12/Yûsuf, 106)
Bu âyetlerden anlaşılıyor ki, mutlak anlamda aldığımızda inkâr da bir imandır. İnkâr, imansızlığa imandır. Yani, her imanda bir inkâr, her inkârda bir iman vardır. Mü'min de Allah'a iman etmiş olmak için, hatta imandan önce, bazı şeyleri inkâr etmesi, küfür etmesi gerekir. Küfredip reddetmesi gerekenlerin başında tâğut gelir (Bkz. 2/Bakara, 256). Doğru iman, Kur'an'ın gösterdiği imandır. Bu iman, insanlara Allah'tan başka ilâh olmadığını, Allah'ın âlemlerin rabbı olduğunu, Allah'tan başkasına duâ ve kulluk edilmemesi gerektiğini öğretir. Doğru imanın zıddı, bâtıla iman, yani şirktir. Şirk, doğru olduğunu isbatlamak için Allah'ın, hakkında delil/âyet indirmemiş olmasına rağmen; insanların uydurdukları bâtıl inançlardır.
"Allah'tan başka kulluk ettiğiniz şeyler, sizin ve atalarınızın uydurduğu putlardan başka bir şey değildir. Allah, onların doğru olduğuna dair bir delil indirmemiştir. Hükmetmek, yalnızca Allah'a aittir. O'ndan başkasına değil!" (12/Yûsuf, 40)
Kur'an, imanlarını zulümle (şirkle) lekeleyenler için kurtuluş kapısını kapatmıştır.
"İman edip de imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte emn (güven) onlarındır. Ve onlar hidâyeti (doğru yolu) bulanlardır." (6/En'âm, 82)
Kur'an, imandan sonra küfre sapanlara karşı çok sert ve şiddetli bir tavır takınmaktadır. Kur'an, bu olaya tebdil veya irtidat demektedir. Tebdil, imanı küfürle değiştirmek; irtidat ise, İslâm dininden çıkmak, geriye dönmek demektir. Tebdil ve irtidat Kur'an'a göre en iğrenç ve onur kırıcı hastalığın adlarıdır (Bkz. 3/Âl-i İmran, 86, 90; 2/Bakara, 217).
"De ki: Benimle sizin aranızda şâhit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Bâtıla iman eden ve Allah'ı inkâr edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır." (29/Ankebut, 52)
"Tek Allah'a ibâdete çağrıldığı, duâ edildiği zaman küfrederdiniz. O'na şirk koşulunca (buna) iman ederdiniz. Artık hüküm, yüceler yücesi Allah'ındır." (40/Mü'min, 12)
"Onların çoğu, ancak şirk koşarak Allah'a iman ederler." (12/Yûsuf, 106)
Bu âyetlerden anlaşılıyor ki, mutlak anlamda aldığımızda inkâr da bir imandır. İnkâr, imansızlığa imandır. Yani, her imanda bir inkâr, her inkârda bir iman vardır. Mü'min de Allah'a iman etmiş olmak için, hatta imandan önce, bazı şeyleri inkâr etmesi, küfür etmesi gerekir. Küfredip reddetmesi gerekenlerin başında tâğut gelir (Bkz. 2/Bakara, 256). Doğru iman, Kur'an'ın gösterdiği imandır. Bu iman, insanlara Allah'tan başka ilâh olmadığını, Allah'ın âlemlerin rabbı olduğunu, Allah'tan başkasına duâ ve kulluk edilmemesi gerektiğini öğretir. Doğru imanın zıddı, bâtıla iman, yani şirktir. Şirk, doğru olduğunu isbatlamak için Allah'ın, hakkında delil/âyet indirmemiş olmasına rağmen; insanların uydurdukları bâtıl inançlardır.
"Allah'tan başka kulluk ettiğiniz şeyler, sizin ve atalarınızın uydurduğu putlardan başka bir şey değildir. Allah, onların doğru olduğuna dair bir delil indirmemiştir. Hükmetmek, yalnızca Allah'a aittir. O'ndan başkasına değil!" (12/Yûsuf, 40)
Kur'an, imanlarını zulümle (şirkle) lekeleyenler için kurtuluş kapısını kapatmıştır.
"İman edip de imanlarına herhangi bir zulüm bulaştırmayanlar var ya, işte emn (güven) onlarındır. Ve onlar hidâyeti (doğru yolu) bulanlardır." (6/En'âm, 82)
Kur'an, imandan sonra küfre sapanlara karşı çok sert ve şiddetli bir tavır takınmaktadır. Kur'an, bu olaya tebdil veya irtidat demektedir. Tebdil, imanı küfürle değiştirmek; irtidat ise, İslâm dininden çıkmak, geriye dönmek demektir. Tebdil ve irtidat Kur'an'a göre en iğrenç ve onur kırıcı hastalığın adlarıdır (Bkz. 3/Âl-i İmran, 86, 90; 2/Bakara, 217).
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ