Hz. Peygamber Ve Şiir
Yukarıda kaydedilen âyetlere dikkat edilirse, Kur'ân şiiri ne reddetmekte ne de kabul etmektedir. Önce zemmetmiş ise de sonra istisna tanımıştır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şiir karşısındaki tutumu da böyle olmuştur. İslâm lehinde şâirleri istihdam etmiş, teşvik etmiştir. İslâm düşmanı şâirlerle de amansız mücâdele vermiştir.
Günümüz araştırıcıları, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde şâirlerin ictimâî hayattaki rolünü bugünün gazetecisi, sporcusu ve günlük gazetelerin köşelerinde aktüalite üzerine yazı yazan müelliflerin rolüne benzetirler. Efkâr-ı umumiyeyi belli maksadlarla hazırlayıp yönlendirmede bu sonuncuların günümüzdeki rolü ne ise o devirde de şairlerin ve hatiplerin rolü odur. Bizzat Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ifadesiyle şâirin şiiri oktan daha yaralayıcı, kılıçtan daha öldürücüdür. Dostları düşman etmede, küsleri barıştırmada, iki kabileyi kapıştırma veya savaşmakta olanlara âni sulhü getirmede şâirlerin birkaç beyti kâfirdir.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), devrinde bu kadar müessir olan bir silâha bigâne kalamazdı, veya toptan kötüleyemezdi.
Bu sebeple kâfir şâirlere, Müslüman şairler karşı çıkmıştır. Yukarıda ismi geçen üç şâir meşhurdur. İhtiyaç oldukça onları çağırıp اهْجوا قُرَيْشًا فَإِنَّهُ اَشَدُّ عَلَيْهَامِنْ رَشْقٍ با لنَّبِْل "Kureyş'i hicvedin, zira hiciv onlarda oktan daha derin yara açar" derdi. Hassân İbnu Sâbit (radıyallahu anh) Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in baş şâiri idi ve Kureyş'e karşı oynadığı rol daha mühim olmuştur.
Her çağırışında ona: "Ey Hassân, Allah Resûlü adına onlara cevap ver!" der ve اَللّهُمَّ اَيِّدْهُ بِرُوحِ القُدُسِ "Ya Rabbim onu Ruhu'l-Kudüs ile takviye et!" diye dua ederdi. Hassân'ı şöyle teşvik ettiği de rivayetlerde gelmiştir: "Sen Allah ve Resûlü için söyledikçe Ruhu'l-Kudüs seni takviye etmektedir."Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), kendisine gelip: "Biliyorsunuz, Kur'an'da şairler hakkında zemmeden âyetler gelmiştir" diye üzüntüsünü ifade eden şair Ka'b İbnu Mâlik'e:
ان المؤمن يجاهد بِسَيْفِهِ ولسانه والّذى نفسى بيده لكان ما ترمُو نهم به نضح النّبل
"Mü'min kılıncıyla da, diliyle de cihad eder. Ruhumu kudret elinde tutan Zâta yemin olsun, dille attığınız da ok gibi yaralar açar" diyerek hak yolunda şâirliğe devam etmelerini irşâd eder.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in Temimlilerin mufâhara (şiirhitabet yarışı) teklifini kabul edip şâir ve hatipleri huzurunda yarıştırması da burada hatırlatılması gereken bir davranışıdır.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) küffâr cephesinin şâirleriyle mücadelede onlara karşı sadece şâirleri kullanmakla yetinmeyip, haddi aşanları öldürtmüştür. Bunlardan Nadr İbnu'l-Hâris, Ukba İbnu Ebî Muvayt, Ka'b İbnu'l-Eşref, Amr İbnu Abdillah İbni Umeyr, Hâris İbnu Süveyd, Ebu Afak, Esmâ Bintu Mervân, Abdullah İbni Hatal, Fartanâ, Karîba vs. Bunların bir kısmı Mekke Fethi'nde af dışı tutulanlar arasında yer alır.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) o günün gazetecileri olarak değerlendirilen kâfir şâirlere karşı göz açtırmama ve yıldırma siyaseti gütmüştür. [142]
Günümüz araştırıcıları, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde şâirlerin ictimâî hayattaki rolünü bugünün gazetecisi, sporcusu ve günlük gazetelerin köşelerinde aktüalite üzerine yazı yazan müelliflerin rolüne benzetirler. Efkâr-ı umumiyeyi belli maksadlarla hazırlayıp yönlendirmede bu sonuncuların günümüzdeki rolü ne ise o devirde de şairlerin ve hatiplerin rolü odur. Bizzat Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in ifadesiyle şâirin şiiri oktan daha yaralayıcı, kılıçtan daha öldürücüdür. Dostları düşman etmede, küsleri barıştırmada, iki kabileyi kapıştırma veya savaşmakta olanlara âni sulhü getirmede şâirlerin birkaç beyti kâfirdir.
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), devrinde bu kadar müessir olan bir silâha bigâne kalamazdı, veya toptan kötüleyemezdi.
Bu sebeple kâfir şâirlere, Müslüman şairler karşı çıkmıştır. Yukarıda ismi geçen üç şâir meşhurdur. İhtiyaç oldukça onları çağırıp اهْجوا قُرَيْشًا فَإِنَّهُ اَشَدُّ عَلَيْهَامِنْ رَشْقٍ با لنَّبِْل "Kureyş'i hicvedin, zira hiciv onlarda oktan daha derin yara açar" derdi. Hassân İbnu Sâbit (radıyallahu anh) Hz.Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in baş şâiri idi ve Kureyş'e karşı oynadığı rol daha mühim olmuştur.
Her çağırışında ona: "Ey Hassân, Allah Resûlü adına onlara cevap ver!" der ve اَللّهُمَّ اَيِّدْهُ بِرُوحِ القُدُسِ "Ya Rabbim onu Ruhu'l-Kudüs ile takviye et!" diye dua ederdi. Hassân'ı şöyle teşvik ettiği de rivayetlerde gelmiştir: "Sen Allah ve Resûlü için söyledikçe Ruhu'l-Kudüs seni takviye etmektedir."Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), kendisine gelip: "Biliyorsunuz, Kur'an'da şairler hakkında zemmeden âyetler gelmiştir" diye üzüntüsünü ifade eden şair Ka'b İbnu Mâlik'e:
ان المؤمن يجاهد بِسَيْفِهِ ولسانه والّذى نفسى بيده لكان ما ترمُو نهم به نضح النّبل
"Mü'min kılıncıyla da, diliyle de cihad eder. Ruhumu kudret elinde tutan Zâta yemin olsun, dille attığınız da ok gibi yaralar açar" diyerek hak yolunda şâirliğe devam etmelerini irşâd eder.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in Temimlilerin mufâhara (şiirhitabet yarışı) teklifini kabul edip şâir ve hatipleri huzurunda yarıştırması da burada hatırlatılması gereken bir davranışıdır.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) küffâr cephesinin şâirleriyle mücadelede onlara karşı sadece şâirleri kullanmakla yetinmeyip, haddi aşanları öldürtmüştür. Bunlardan Nadr İbnu'l-Hâris, Ukba İbnu Ebî Muvayt, Ka'b İbnu'l-Eşref, Amr İbnu Abdillah İbni Umeyr, Hâris İbnu Süveyd, Ebu Afak, Esmâ Bintu Mervân, Abdullah İbni Hatal, Fartanâ, Karîba vs. Bunların bir kısmı Mekke Fethi'nde af dışı tutulanlar arasında yer alır.
Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) o günün gazetecileri olarak değerlendirilen kâfir şâirlere karşı göz açtırmama ve yıldırma siyaseti gütmüştür. [142]
s1 harfi
- 1) İnsanın Kendisini/Hevâsını (Basit Arzu ve Şehvetlerini) Tanrılaştırması:
- 2) Şirk-i Teb'iz:
- Allah'ın Elçilerine İtaat Ederler
- Bâtıla İman:
- c- Gayr-i Müslimlerin Tapınaklarına İbâdet Kasdıyla Gitmek:
- Enaniyetin Sebepleri
- Halkı Saptırmak İçin Çaba Harcamaları
- Hz. Peygamber Ve Şiir
- İbrâhim / İçimdeki Putları Devir / Elindeki Baltayla / Kırılan Putların Yerine / Yenilerini Koyan Kim?
- Kur'an-ı Kerim'e Göre Şirk Koşan İnsanın Ruhsal Yapısı
- Mürtede Karşı Tavır:
- Sevgi, Hürmet ve Bağlılık Yönüyle Şirk. Bir İnsanı veya Nesneyi, İdeolojiyi Aşırı Şekilde Severek Putlaştırmak:
- Şamanizm'de Bazı Görüşler ve Âdetler
- ŞEHVET
- ŞEREFE
- ŞEYHÜLİSLÂM
- Şuf'a Hakkını Kullanma Şekli:
- Şuf'a'nın Sebebi:
- ŞÜPHE
- Zorluğa ve Zamana Karşı Dayanıksız Olmaları
- 2) Ataların Yolunu Körü Körüne Tâkip Etmek, Gelenekleri, Örf ve Âdetleri Yüceltmek, Irkçılık:
- 3) Şirk-i Takrib:
- Allah'tan Başkasının da Gaybî Yollarla Fayda ve Zarar Verebileceğine İnanmak:
- d- İbâdet Kasdıyla Herhangi Bir Şahsa Secde Etmek:
- Güç ve Zenginlik
- Hatalarında Direnmezler
- Hevânın Putlaştırılması
- Kur'ân-ı Kerim, Müşrik Anne Ve Babaların, Mümin Çocuklarına Ne Diyor:
- Mallarından Rahatlıkla İnfak Edememeleri
- ŞÂFİÎ MEZHEBİ