RAHLE
Üzerinde yazı yazmak, kitap okumak ve özellikle Kur'an-ı Kerim'in tilâvetine uygun olması için yapılmış küçük ve dar masa.
Üzerine Kur'an-ı Kerim, kitap vs. konulmasına müsait ve yanına oturup okumak için iki yandaki ayakları oymalı, kenar pervazları ve üzeri düz tahtadan yapılmış masa veya küçük sıraya "rahle" adı verilmektedir. Sade ve basit olanların yanında sedefli ve işlemelilerine de rastlamak mümkündür. Biribirine geçmiş iki tahtadan yapılanlarına "geçme rahle" denilir. Günümüzde eski camilerde ve bazı evlerde bu rahleler bulunmaktadır (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 5).
Rahleler genelde iki çeşittir. Biri sabit ve üstü düz; diğeri açılıp kapanmaya uygun bir şekilde iki ayaktan oluşur ki, bu iki ayak açıldığında rahle, "X" şeklini alır. Osmanlılarda medreselerde müderrisler, muallimhanelerde de hocalar, yüksekçe bir minder üstüne oturarak ders verirler ve önlerinde, kitap koymak için düz bir rahle bulundururlardı.
Rahleler değişik dönemlerde çeşitli ağaçlardan yapılmıştır. Önceleri rahle yapımı oldukça önem arzeden bir sanattı. Hatta rahlelerin öd ağacından yapıldığı bile olmuştu. Bunun yanında, içlerinde ayetler ve hadislerin yazılı olduğu ve tuğra işlemesinin yapıldığı rahleler de vardı (Nureddin Rüştü Büngül, Eski Eserler Ansiklopedisi, İstanbul 1939, s. 190).
Özellikle Kur'an-ı Kerim'i -saygı nişânesi olarak- yerden yüksekçe bir yerde tutmak, rahatça okumak ve bir yerden diğer bir yere kolayca nakletmek amacı ile vücuda getirilen rahlelerin yapımında sanatkârlar öyle duygu ve düşüncelerle hareket ediyorlardı ki; rahlenin âdi bir marangozluk işi değil, adeta Kur'an-ı Kerim'e bir taht-ı revân olmasına gayret ediyorlardı. Çünkü ortada ilâhî bir kitap söz konusu idi. Bundan ötürü kendilerini tamamiyle sanatlarına vermişler, her biri diğerinden daha güzel iş yapmaya çalışmışlar, bu suretle de çok güzel eserler meydana getirmişlerdir (Cevdet Çulpan, Rahleler, İstanbul I968, s. III).
Yekpâre tahtadan, dişli geçme olarak, iki kanatlı, açılır kapanır tarzdaki ilk rahleler Anadolu Selçukluları zamanında yapılmıştır. Bilhassa XV. ve XVI. asırdan itibaren fildişi, sedef, abanoz, bağa vs. malzemeler kullanılarak geometrik şekillerde kafes oymalı (ajurlu) rahleler imal edilmiştir. Fildişi ve sedef işçiliği örneklerine daha sonraki dönemlerde rastlanmıştır. Rahleler üzerine zaman içinde, tekerlek, dörtgen, güneş vb. motifler işlenmiştir.
Mefail HIZLI
Üzerine Kur'an-ı Kerim, kitap vs. konulmasına müsait ve yanına oturup okumak için iki yandaki ayakları oymalı, kenar pervazları ve üzeri düz tahtadan yapılmış masa veya küçük sıraya "rahle" adı verilmektedir. Sade ve basit olanların yanında sedefli ve işlemelilerine de rastlamak mümkündür. Biribirine geçmiş iki tahtadan yapılanlarına "geçme rahle" denilir. Günümüzde eski camilerde ve bazı evlerde bu rahleler bulunmaktadır (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 5).
Rahleler genelde iki çeşittir. Biri sabit ve üstü düz; diğeri açılıp kapanmaya uygun bir şekilde iki ayaktan oluşur ki, bu iki ayak açıldığında rahle, "X" şeklini alır. Osmanlılarda medreselerde müderrisler, muallimhanelerde de hocalar, yüksekçe bir minder üstüne oturarak ders verirler ve önlerinde, kitap koymak için düz bir rahle bulundururlardı.
Rahleler değişik dönemlerde çeşitli ağaçlardan yapılmıştır. Önceleri rahle yapımı oldukça önem arzeden bir sanattı. Hatta rahlelerin öd ağacından yapıldığı bile olmuştu. Bunun yanında, içlerinde ayetler ve hadislerin yazılı olduğu ve tuğra işlemesinin yapıldığı rahleler de vardı (Nureddin Rüştü Büngül, Eski Eserler Ansiklopedisi, İstanbul 1939, s. 190).
Özellikle Kur'an-ı Kerim'i -saygı nişânesi olarak- yerden yüksekçe bir yerde tutmak, rahatça okumak ve bir yerden diğer bir yere kolayca nakletmek amacı ile vücuda getirilen rahlelerin yapımında sanatkârlar öyle duygu ve düşüncelerle hareket ediyorlardı ki; rahlenin âdi bir marangozluk işi değil, adeta Kur'an-ı Kerim'e bir taht-ı revân olmasına gayret ediyorlardı. Çünkü ortada ilâhî bir kitap söz konusu idi. Bundan ötürü kendilerini tamamiyle sanatlarına vermişler, her biri diğerinden daha güzel iş yapmaya çalışmışlar, bu suretle de çok güzel eserler meydana getirmişlerdir (Cevdet Çulpan, Rahleler, İstanbul I968, s. III).
Yekpâre tahtadan, dişli geçme olarak, iki kanatlı, açılır kapanır tarzdaki ilk rahleler Anadolu Selçukluları zamanında yapılmıştır. Bilhassa XV. ve XVI. asırdan itibaren fildişi, sedef, abanoz, bağa vs. malzemeler kullanılarak geometrik şekillerde kafes oymalı (ajurlu) rahleler imal edilmiştir. Fildişi ve sedef işçiliği örneklerine daha sonraki dönemlerde rastlanmıştır. Rahleler üzerine zaman içinde, tekerlek, dörtgen, güneş vb. motifler işlenmiştir.
Mefail HIZLI
R harfi
- 2. Üretici İle Tüketici Arasına Girmek:
- er-RABB
- Fâizsiz Ekonomi
- Rabbanílerin Görevi:
- Râbıtanın Dayandırıldığı Ayet ve Hadislere İlişkin Kanıtlama ve Yorumlar
- RASATHANE
- Recm Cezası Uygulanması İçin Gerekli Şartlar:
- RIZIK
- RÜ'YA-I SÂDIKA
- Rüşvet Nedir, Ne Değildir?
- 3. Kabzdan Önce Satış:
- Hâkimlerce Alınan Rüşvet:
- Konuyla İlgili Geniş Bilgi Alınabilecek Kaynaklar
- Rab; Anlam ve Mâhiyeti
- Râbıtayı Kanıtlamada Nakşibendîlerin Kullandığı Üslûp
- RÂSİHÛN
- Rızk'ın Kur'an'daki Manaları:
- RİBÂT
- RÜ'YET-İ HİLAL
- Zina Suçunun Sâbit Olması:
- 4. Yıkıcı Rekabet Yapmak:
- Memur Ve Hediye:
- Rabb Olmanın Üç Özelliği:
- RABITA
- Râbıtanın Tarihi ve Kaydettiği Aşamalar
- RASÛL
- Recm Cezasının İnfazı:
- Rızkı Yaratan Allah'tır:
- RİCÂLÜLGAYB
- Devlet Malından Çalmak (Gulûl)