B-İslam Terbiyesinin Vasıta Ve Hedef Bakımından Özellikleri: Açıklık, Genişlik, Birlik.
İslamın terbiye yolu, tam bir açıklık ve seçikliğe sahiptir. Vasıta ve hedefleri üzerinde kafa yormaya hiç lüzum yoktur. O, bu ve benzeri bakımlardan terbiye prensipleri içerisinde tekdir. Yalnız İslam, insanı tarihte bir benzerine rastlanmayan bu biricik inanç ve anlayış kaynağı üzerinde düşünmeye davet eder.
Hiç şüphesiz, İslamın çizdiği terbiye ve hayat yolları ile , İslam dışı esaslar arasında geniş çapda birleşme olacaktır. Bu birleşmeler, vasıtalarda da hedeflerde de görüle bilir. Fakat, burada kaydedilme si gereken bir dev gercek vardır; o da şu: İnsanlık, bütün tarih boyunca bu kadar geniş ve şumullü bir nizam görmemiştir. Çünkü İslam, insanın bütün hayatı boyunca rastlayabileceği hiç bir şeyi, son derece geniş ve ince olan prensipleri içerisine almamazlık etmemiştir, İslamın bundan daha üstün bir özelliği daha vardır; o da şu: islami terbiye esaslarının bu derece geniş ve bu derece şumullü alması, onu hedef ve yol birliğinden asla uzaklaştırmamıştır.Yani: İslam, her biri bir başka gayeye hizmet eden, insanı değişik yönlere çeken ayrı ayrı yollar ortaya koyupta onu, öteye beriye itip kakmak sureti ile maskara ve dolayısı ile, ortaya koyduğu esasları paramparça etmemşitir. Kısacası o, bir tek yol ve bir tek gayedir. İnsanın bütün dağınıklıklarını bir araya getirir; iki yakasını bir eder ve onu, fikren tam bir birlik içerisine sokar. Bu hali ile insan, bu biricik terbiye yolundan dosdoğru yürür. Kafasında yığınak yaptığı aynı yönlü fikirlerle tek hedefe doğru ilerler. İç aleminde birbiriyle kaynaşan bir huzur ve saadet; dış aleminde de, dünya, halk ve hayatla bağdaşan bir sükun ve selamet içerisinde kalır.
Hayatının ilk anından itibaren insan bu tekliği her an duyar.
Dünyanın bütün terbiye metodları, her ne kadar çevre; tarihi, içtimai, siyasi ve benzeri şartların etkisi altında kalarak, vasıtalarının gerçekleştirilmesinde bir takım değişikliklar arazederse de; bunlar, hemen hemen aynı veya birbirine çok yakın hedeflerde birleşirler. Fakat İsam, baştan sona bu metodların hepsinden hem hedef ve hem de yön bakımından tamamen ayrıdır.
Dünyanın tanıdığı bütün terbiye prensipleri, dürüst vatandaş hazırlamak hedefinde birleşirler. Yani: terbiyenin hedefi, dürüst vatandaş yetiştirmektir derler. Yalnız, bu vatandaşın hangi özellikleri taşıması gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşerler. Bu vatandaş bir bakarsın, silahına sarılmış, her an; gerek hücum gerekse müdafaaa maksadı ile yerinde fırlamaya hazır bir askerdir. Bir de bakarsın, ne kendisi başkalarına saldırmayı aklında geçiren ve ne de başkalarının kendisine saldırmasını isteyen iyi kalpli bir sulh-severdir. Bir bakarsın bu vatandaş, dünya hayatından el-etek çekmiş, yer yuvarlağının mücadelelerine sırt çevirmiş Allah adamının, zahidin biri; bir de bakarsın, vatan aşıkı kesilmiş bir ırkçılık budalasıdır. Daha neler neler... Ama, biz bunların hepsini bir tek hedefte birlelştirebiliriz. O da; dürüst vatandaş yetiştirmek...
İslam ise, bu daracık sınırlar içerisine sıkışıp kalmış değildir. Yalnız dürüst vatandaş yetiştirmeye çalışmakla yetinmez. Onun hedefi, çok daha geniş ve çok daha büyüktür. O da dürüst insan yetiştirmak... İnsan!...
En geniş manası ile, samimi, insancıl, başlı başına insan... Derinliklerine gömülü bütün cevher ve hazineleri ile insan... İnsan olduğu için insan; yoksa, dünyanın şu bölgesi veya bu ülkesinde vatandaş olduğu için insan değil...
Bu terbiye anlayışı, içerisinde İslam kokusu bulunmayan bütün terbiye sistemlerinin mana ve hedefleri yanında hiç şüphesiz en geniş ve en ulvi yeri tutacaktır.
Hiç şüphesiz, İslamın çizdiği terbiye ve hayat yolları ile , İslam dışı esaslar arasında geniş çapda birleşme olacaktır. Bu birleşmeler, vasıtalarda da hedeflerde de görüle bilir. Fakat, burada kaydedilme si gereken bir dev gercek vardır; o da şu: İnsanlık, bütün tarih boyunca bu kadar geniş ve şumullü bir nizam görmemiştir. Çünkü İslam, insanın bütün hayatı boyunca rastlayabileceği hiç bir şeyi, son derece geniş ve ince olan prensipleri içerisine almamazlık etmemiştir, İslamın bundan daha üstün bir özelliği daha vardır; o da şu: islami terbiye esaslarının bu derece geniş ve bu derece şumullü alması, onu hedef ve yol birliğinden asla uzaklaştırmamıştır.Yani: İslam, her biri bir başka gayeye hizmet eden, insanı değişik yönlere çeken ayrı ayrı yollar ortaya koyupta onu, öteye beriye itip kakmak sureti ile maskara ve dolayısı ile, ortaya koyduğu esasları paramparça etmemşitir. Kısacası o, bir tek yol ve bir tek gayedir. İnsanın bütün dağınıklıklarını bir araya getirir; iki yakasını bir eder ve onu, fikren tam bir birlik içerisine sokar. Bu hali ile insan, bu biricik terbiye yolundan dosdoğru yürür. Kafasında yığınak yaptığı aynı yönlü fikirlerle tek hedefe doğru ilerler. İç aleminde birbiriyle kaynaşan bir huzur ve saadet; dış aleminde de, dünya, halk ve hayatla bağdaşan bir sükun ve selamet içerisinde kalır.
Hayatının ilk anından itibaren insan bu tekliği her an duyar.
Dünyanın bütün terbiye metodları, her ne kadar çevre; tarihi, içtimai, siyasi ve benzeri şartların etkisi altında kalarak, vasıtalarının gerçekleştirilmesinde bir takım değişikliklar arazederse de; bunlar, hemen hemen aynı veya birbirine çok yakın hedeflerde birleşirler. Fakat İsam, baştan sona bu metodların hepsinden hem hedef ve hem de yön bakımından tamamen ayrıdır.
Dünyanın tanıdığı bütün terbiye prensipleri, dürüst vatandaş hazırlamak hedefinde birleşirler. Yani: terbiyenin hedefi, dürüst vatandaş yetiştirmektir derler. Yalnız, bu vatandaşın hangi özellikleri taşıması gerektiği konusunda anlaşmazlığa düşerler. Bu vatandaş bir bakarsın, silahına sarılmış, her an; gerek hücum gerekse müdafaaa maksadı ile yerinde fırlamaya hazır bir askerdir. Bir de bakarsın, ne kendisi başkalarına saldırmayı aklında geçiren ve ne de başkalarının kendisine saldırmasını isteyen iyi kalpli bir sulh-severdir. Bir bakarsın bu vatandaş, dünya hayatından el-etek çekmiş, yer yuvarlağının mücadelelerine sırt çevirmiş Allah adamının, zahidin biri; bir de bakarsın, vatan aşıkı kesilmiş bir ırkçılık budalasıdır. Daha neler neler... Ama, biz bunların hepsini bir tek hedefte birlelştirebiliriz. O da; dürüst vatandaş yetiştirmek...
İslam ise, bu daracık sınırlar içerisine sıkışıp kalmış değildir. Yalnız dürüst vatandaş yetiştirmeye çalışmakla yetinmez. Onun hedefi, çok daha geniş ve çok daha büyüktür. O da dürüst insan yetiştirmak... İnsan!...
En geniş manası ile, samimi, insancıl, başlı başına insan... Derinliklerine gömülü bütün cevher ve hazineleri ile insan... İnsan olduğu için insan; yoksa, dünyanın şu bölgesi veya bu ülkesinde vatandaş olduğu için insan değil...
Bu terbiye anlayışı, içerisinde İslam kokusu bulunmayan bütün terbiye sistemlerinin mana ve hedefleri yanında hiç şüphesiz en geniş ve en ulvi yeri tutacaktır.
E harfi
- 8. Hususi Memur (Muhtesib) Tâyini:
- D - İdeal İnsan İslami Ölçülere Uyma Oranında Gerçekleşir.
- E - Kur'an-ı Kerim İnsan Ruhunu Kainata Çevirir. Tabiat İlimleri İnkara Değil; İmana Davet Eder
- EBABİL KUŞLARI
- ECR-İ MÜSEMMA
- EHLÎ HAYVANLAR
- EL-IYÂZU BİLLAH
- ENFÛS
- EVS
- İrşâd Ederken Korkmamak, Yılmamak:
- J - Sonuç.
- M - Allah Düşmanı İlim, Ruh Düşmanı Madde Ve İslam.
- 9. Emr Ve Nehiyde Tarz:
- Akil Terbiyesi
- Beden Terbiyesi
- E- Hedef, Kayıtsız Şartsız Allah'a Bağli Kalmak Ve O'na Dönüşü Unutmamaktır.
- EBÂN B. SAİD B. el-AS
- EDA
- EHL-İ HİBRE
- EMÂN
- ENSÂR
- EVTAS OLAYI
- F- Allah'ın Altalanmaz Kudreti Karşısında İnsan Kalbi...
- Gemiyi Delenler:
- 10. İrşadda Haddini Bilmek:
- A - Giriş:
- A - İslam Ve Beden: Genel
- EBCED
- EDEB MAHALLİ
- EHL-İ KIBLE