Veliliği Gerekli Olanlar
Müslümanlar Allahı, Onun elçisini ve müminleri veli-dost olarak bilmek zorundadırlar. Allahı, Peygamberi ve müminleri veli edinenler hizbullah-Allah taraftarı ünvanını kazanırlar ve onlar şüphesiz batıl taraftarlarına karşı üstün gelirler.
Velâyet gerçeğini anlamış olan iman sahibi kimse, gerçek ve değişmez veli olarak Allahı tanır (3/Âl-i Imran, 68). Bu şuura eren bir mümin, Allahın dışındaki kimselerle kuracağı dostlukta hareket noktası Allaha ait velilik ölçüsüdür. Yani o, Allaha veli olanlara velilik bağını kurar, ama Allahın düşmanlarına veli gözü ile bakamaz.
Kuran, müminlerin dostlarını (velilerini) şöyle açıklıyor:
Sizin veliniz, ancak Allah, (Onun) Rasûlü, rukû ediciler olarak namaz kılan ve zekâtı veren müminlerdir. (5/Mâide, 55)
Velâyet her şeyden önce bir iman, duygu ve birbirine destek olma beraberliğidir. Bundan dolayı bütün müslümanlar karşılıklı veli olmak durumundadırlar.Bunun ilk örneğini sahabe toplumunda görüyoruz. İman edip Allah için hicret eden Muhacirler ile onlara yardım eden Ensar birbirlerinin velisidirler (8/Enfâl, 72).
Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin velisidirler. Iyiliğ (marufu) emrederler, kötülükten (münkerden) alıkorlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allaha ve Rasûlüne itaat ederler. Işta Allah onlara rahmet edecektir. Allah daima Azizdir (üstündür), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir). (9/Tevbe, 71)
Müslümanlar nerede olurlarsa olsunlar, Islâmı ihlasla yaşyan takva sahibi müminlerle veli-dost olmak zorundadırlar. Bu tavır imanın gereğidir.
Velâyet gerçeğini anlamış olan iman sahibi kimse, gerçek ve değişmez veli olarak Allahı tanır (3/Âl-i Imran, 68). Bu şuura eren bir mümin, Allahın dışındaki kimselerle kuracağı dostlukta hareket noktası Allaha ait velilik ölçüsüdür. Yani o, Allaha veli olanlara velilik bağını kurar, ama Allahın düşmanlarına veli gözü ile bakamaz.
Kuran, müminlerin dostlarını (velilerini) şöyle açıklıyor:
Sizin veliniz, ancak Allah, (Onun) Rasûlü, rukû ediciler olarak namaz kılan ve zekâtı veren müminlerdir. (5/Mâide, 55)
Velâyet her şeyden önce bir iman, duygu ve birbirine destek olma beraberliğidir. Bundan dolayı bütün müslümanlar karşılıklı veli olmak durumundadırlar.Bunun ilk örneğini sahabe toplumunda görüyoruz. İman edip Allah için hicret eden Muhacirler ile onlara yardım eden Ensar birbirlerinin velisidirler (8/Enfâl, 72).
Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin velisidirler. Iyiliğ (marufu) emrederler, kötülükten (münkerden) alıkorlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allaha ve Rasûlüne itaat ederler. Işta Allah onlara rahmet edecektir. Allah daima Azizdir (üstündür), Hakimdir (hüküm ve hikmet sahibidir). (9/Tevbe, 71)
Müslümanlar nerede olurlarsa olsunlar, Islâmı ihlasla yaşyan takva sahibi müminlerle veli-dost olmak zorundadırlar. Bu tavır imanın gereğidir.
V harfi
- 3- Küfrü Gerektiren Velâyet:
- Allah'ın Mevlâ ve Vâli Oluşu
- Destur:
- Dostun Nitelikleri
- Hâce, Hâcegân:
- İhvân:
- Nücebâ:
- Tecellî:
- Terim Olarak Vahy
- VÂCİB
- VAHDET-İ KUSUD
- Vakıf Akarlar:
- VAZİFE
- VEKÂLET
- Velî Kavramının Tasavvufî Yorumla Anlaşılmasına Yardımcı Olabilecek Bazı Tasavvufî Kavramlar:
- VELİME
- VİSAL ORUCU
- Abdal:
- Allah'ın Veli Oluşu
- Dörtler:
- Düşmanlıkta Aşırı Gidilmemesi, Düşman Bir Toplumun Bir Gün Dost Olabileceği:
- Hâcib-i Hak:
- İstiğâse:
- Nükabâ:
- Tecessüd:
- Vâcib'in Kısımları
- VAHDET-İ MEVCUD
- Vahiy ve İlham
- Vakıf Yerlerin Kiraya Verilmesi
- VEBÂL