Allah'ın Mevlâ ve Vâli Oluşu
'el-Vâlî' aynı zamanda Allahın güzel isimlerinden biridir. Bütün varlıklar üzerinde hükmü olan ve onları çekip çeviren anlamına gelir. Bazı tefsircilere göre ise Vâlî velî demektir, onun taşıdığı mânâları taşır. Vâlî olan Allah, hem bütün hükümranlığı (hükmetmeyi) elinde bulundurur, hem de kullarına devamlı nimet verir.
Kuranda bir âyette geçmektedir:
.Gerçekten Allah, kendi nefislerinden olanı değiştirip bozmadıkça, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedimi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkân) yoktur. Onlar için Ondan başka bir Vâlî (yardımcı, dost veya hükmü geniş olan) yoktur. (13/Rad, 11)
Velâ kökünden gelen bir başka kelime de mevlâdır. Mevlâ, anlam olarak velâ ve velâyet kelimelerine yakındır. Ancak mevlânın birçok anlamı vardır. Bunların içerisinde, dost, efendi, sahip, âzât edilmiş köle, Rabb, yardımcı, iyilik yapan anlamları daha yaygındır.
Kuranda mevlâ kelimesinin üç anlamda kullanıldığını görmekteyiz:
1- Velî,
2- Yardımcı, nimet veren, koruyup kollayan, işini üzerine alan,
3- Uygun, yakışan, münasip anlamında (Bakınız: Mevlâ).
Kur'an'da 'velî' sıfatı, hem kullar için, hem de Allah (cc) için kullanılmıştır. Ancak, kullar hakkındaki kullanılışı gâyet azdır. 'Mevlâ' sıfatı ise daha çok Allah (cc) için kullanılmaktadır. Mü'minler için Allah'ın mevlâsı denilmez; ancak, Allah mü'minlerin mevlâsıdır denilebilir. Velî ve mevlâ kelimeleri hemen hemen aynı anlamda kullanılmaktadırlar.
Allah (c.c.), müslümanlar için ne güzel mevlâdır (Nimel mevlâ ve nimen nasîr) (8/Enfâl, 39-40).
Allaha sarılın, O sizin Mevlânızdır, O ne güzel Mevlâdır. (22/Hacc, 78; 66/Tahrim, 2).
Müslümanlar; inkârcıların peşinden gider, din işinde onlara itaat ederlerse; onlar da müminleri kendi dinlerine çevirirler. Halbuki müslümanlar için en güzel mevlâ (velî) Allahtır (3/Âl-i İmrân, 149-150).
Müminler her türlü çalışmayı yaptıktan sonra yalnızca Allaha güvenip tevekkül etmelidirler. Onlar Allah (c.c.) için; ...O bizim Mevlâmızdır... derler (9/Tevbe, 51).
Kuran, mevlâ sıfatını olumsuz anlamda da kullanmaktadır. Zararı faydasından çok olan ve kendisine tapınılan putlara Kuran, ne kötü mevlâ sıfatını verir (22/Hacc, 13). Kıyâmet gününde insanların mevlâ sandıkları kimselerden hiç bir fayda gelmez (44/Duhân, 41). Allah (c.c.) âhirette de müminlerin mevlâsıdır, kâfirlerin ise mevlâsı yoktur (47/Muhammed, 11).
Müslümanlar, ölümün Mevlâ'ya kesin bir dönüş olduğuna inanırlar (10/Yunus, 30; Ayrıca bak. 6/En'âm, 62).
Kâfirlerin, kendilerine yakın ve yardımcı olacak bir mevlâları yoktur. Allah (c.c.) ise müminlerin mevlâsı/dostudur (47/Muhammed, 11).
Mevlâ, kendisinden yardım umulandır. Nitekim müminler duâlarında; .Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim Mevlâmızsın (mevlânâ). Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et (2/Bakara, 286) derler.
Aynı kökten gelen evlâ ise, velî anlamına geldiği gibi; en uygun, en yaraşan, dost olarak en yakın olan demektir.
Peygamber müminlere öz nefislerinden evlâdır (onların mevlâsıdır). (33/Ahzab, 6)
Kıyâme(t) sûresi, kırk dördüncü âyetteki evlâyı ise, gereken şey, uygun olan şey diye ifade etmek mümkündür.
Kuranda bir âyette geçmektedir:
.Gerçekten Allah, kendi nefislerinden olanı değiştirip bozmadıkça, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedimi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkân) yoktur. Onlar için Ondan başka bir Vâlî (yardımcı, dost veya hükmü geniş olan) yoktur. (13/Rad, 11)
Velâ kökünden gelen bir başka kelime de mevlâdır. Mevlâ, anlam olarak velâ ve velâyet kelimelerine yakındır. Ancak mevlânın birçok anlamı vardır. Bunların içerisinde, dost, efendi, sahip, âzât edilmiş köle, Rabb, yardımcı, iyilik yapan anlamları daha yaygındır.
Kuranda mevlâ kelimesinin üç anlamda kullanıldığını görmekteyiz:
1- Velî,
2- Yardımcı, nimet veren, koruyup kollayan, işini üzerine alan,
3- Uygun, yakışan, münasip anlamında (Bakınız: Mevlâ).
Kur'an'da 'velî' sıfatı, hem kullar için, hem de Allah (cc) için kullanılmıştır. Ancak, kullar hakkındaki kullanılışı gâyet azdır. 'Mevlâ' sıfatı ise daha çok Allah (cc) için kullanılmaktadır. Mü'minler için Allah'ın mevlâsı denilmez; ancak, Allah mü'minlerin mevlâsıdır denilebilir. Velî ve mevlâ kelimeleri hemen hemen aynı anlamda kullanılmaktadırlar.
Allah (c.c.), müslümanlar için ne güzel mevlâdır (Nimel mevlâ ve nimen nasîr) (8/Enfâl, 39-40).
Allaha sarılın, O sizin Mevlânızdır, O ne güzel Mevlâdır. (22/Hacc, 78; 66/Tahrim, 2).
Müslümanlar; inkârcıların peşinden gider, din işinde onlara itaat ederlerse; onlar da müminleri kendi dinlerine çevirirler. Halbuki müslümanlar için en güzel mevlâ (velî) Allahtır (3/Âl-i İmrân, 149-150).
Müminler her türlü çalışmayı yaptıktan sonra yalnızca Allaha güvenip tevekkül etmelidirler. Onlar Allah (c.c.) için; ...O bizim Mevlâmızdır... derler (9/Tevbe, 51).
Kuran, mevlâ sıfatını olumsuz anlamda da kullanmaktadır. Zararı faydasından çok olan ve kendisine tapınılan putlara Kuran, ne kötü mevlâ sıfatını verir (22/Hacc, 13). Kıyâmet gününde insanların mevlâ sandıkları kimselerden hiç bir fayda gelmez (44/Duhân, 41). Allah (c.c.) âhirette de müminlerin mevlâsıdır, kâfirlerin ise mevlâsı yoktur (47/Muhammed, 11).
Müslümanlar, ölümün Mevlâ'ya kesin bir dönüş olduğuna inanırlar (10/Yunus, 30; Ayrıca bak. 6/En'âm, 62).
Kâfirlerin, kendilerine yakın ve yardımcı olacak bir mevlâları yoktur. Allah (c.c.) ise müminlerin mevlâsı/dostudur (47/Muhammed, 11).
Mevlâ, kendisinden yardım umulandır. Nitekim müminler duâlarında; .Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bizim Mevlâmızsın (mevlânâ). Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et (2/Bakara, 286) derler.
Aynı kökten gelen evlâ ise, velî anlamına geldiği gibi; en uygun, en yaraşan, dost olarak en yakın olan demektir.
Peygamber müminlere öz nefislerinden evlâdır (onların mevlâsıdır). (33/Ahzab, 6)
Kıyâme(t) sûresi, kırk dördüncü âyetteki evlâyı ise, gereken şey, uygun olan şey diye ifade etmek mümkündür.
V harfi
- 3- Küfrü Gerektiren Velâyet:
- Allah'ın Mevlâ ve Vâli Oluşu
- Destur:
- Dostun Nitelikleri
- Hâce, Hâcegân:
- İhvân:
- Nücebâ:
- Tecellî:
- Terim Olarak Vahy
- VÂCİB
- VAHDET-İ KUSUD
- Vakıf Akarlar:
- VAZİFE
- VEKÂLET
- Velî Kavramının Tasavvufî Yorumla Anlaşılmasına Yardımcı Olabilecek Bazı Tasavvufî Kavramlar:
- VELİME
- VİSAL ORUCU
- Abdal:
- Allah'ın Veli Oluşu
- Dörtler:
- Düşmanlıkta Aşırı Gidilmemesi, Düşman Bir Toplumun Bir Gün Dost Olabileceği:
- Hâcib-i Hak:
- İstiğâse:
- Nükabâ:
- Tecessüd:
- Vâcib'in Kısımları
- VAHDET-İ MEVCUD
- Vahiy ve İlham
- Vakıf Yerlerin Kiraya Verilmesi
- VEBÂL