2- Allah'ın Emirlerini Tebliğ:
Peygamberlerin gönderiliş amaçlarından bir diğeri, dini tebliğdir. Eğer onlar gelmeseydi biz, ibâdete ait meseleleri bilemez, Allahın emir ve yasaklarını hiçbir zaman alamaz ve mükellefiyetlerimizi kavrayamazdık. Namaz, oruç, zekât, hac gibi görevlerimizi; içki, kumar, zina, ihtikâr/karaborsa ve faiz gibi haramları bilemezdik. Bütün bunları ve bunlara benzer birçok meseleleri peygamberler vasıtasıyla öğrenmiş bulunuyoruz.
Hayat ve medeniyetle beraber insan düşüncesinin de ilerlediği öne sürülür. Asırlar içerisinde ve nesiller boyunca insanda meydana gelen değişikliğe rağmen, ilk insanla bugünkü insan, insan olma bakımından müşterek, hatta aynı mâhiyete sahiptir. İlk insanlarla günümüz insanının ortak ihtiyaçları ve ortak kaderleri vardır. İnsanda değişmeyen bu ihtiyaçların çözümü için, insanlığın ebedî kurallara bağlanması ve öyle tanzim edilmesi bir zarûrettir. Bu ihtiyacın, durmadan değişen ve olgunlaştığı kabul edilen akıl ve ilim yoluyla değil; mutlak ve ebedî esaslara sahip olan din yoluyla tanzim edilmesi gerekmektedir.
İlâhî emir ve yasakları insanlara ulaştıracak bir insana ihtiyacın varlığı inkâr edilemez. Ve aynı zamanda bu elçinin bir insan olması da gereklidir. Allah da bu elçileri insanlardan seçmiştir. Seçilen bu peygamberler, bu yüce görevi tamamen yerine getirmiş, hiçbiri insanları Allah'a dâvetten geri kalmamışlardır.
"O peygamberler ki Allah'ın emirlerini insanlara tebliğ ederler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar." (Ahzâb: 33/39)
"Ey Rasül! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez." (Mâide: 5/67)
Hayat ve medeniyetle beraber insan düşüncesinin de ilerlediği öne sürülür. Asırlar içerisinde ve nesiller boyunca insanda meydana gelen değişikliğe rağmen, ilk insanla bugünkü insan, insan olma bakımından müşterek, hatta aynı mâhiyete sahiptir. İlk insanlarla günümüz insanının ortak ihtiyaçları ve ortak kaderleri vardır. İnsanda değişmeyen bu ihtiyaçların çözümü için, insanlığın ebedî kurallara bağlanması ve öyle tanzim edilmesi bir zarûrettir. Bu ihtiyacın, durmadan değişen ve olgunlaştığı kabul edilen akıl ve ilim yoluyla değil; mutlak ve ebedî esaslara sahip olan din yoluyla tanzim edilmesi gerekmektedir.
İlâhî emir ve yasakları insanlara ulaştıracak bir insana ihtiyacın varlığı inkâr edilemez. Ve aynı zamanda bu elçinin bir insan olması da gereklidir. Allah da bu elçileri insanlardan seçmiştir. Seçilen bu peygamberler, bu yüce görevi tamamen yerine getirmiş, hiçbiri insanları Allah'a dâvetten geri kalmamışlardır.
"O peygamberler ki Allah'ın emirlerini insanlara tebliğ ederler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar." (Ahzâb: 33/39)
"Ey Rasül! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez." (Mâide: 5/67)
P harfi
- 2- Tevhide Çağrı:
- Duygusallık Ve Maneviyatçılık
- Nebi ve Rasuller Arasında Ayırım Yapmamak Gerekir:
- Nebilerin Görevi
- Önde Gelenlerin Resul'e Attıkları İftiralar:
- PAPA
- Peygamberlere Olan İhtiyaç:
- 1) Resul'ün Çıkar Peşinde Koştuğu İftirası:
- 3- Ücret İstememe:
- Duyuların Kavradığı Ve Kavramadığı
- HÂTEMÜ'L-ENBİYÂ
- Mucize
- PAPAZ
- Peygamberlik Aklen Caiz midir?
- Tevhid
- 2) Delilik İftirası:
- 4- Kavimlerinin Diliyle Gelme:
- Gerçek Ve Hayal
- HÂTEMÜ'L-MÜRSELÎN
- PARA
- Peygamberlerin Özellikleri
- Son Peygamber Olarak Hz. Muhammed Mustafa (sav)'nın Kişiliği ve Misyonu
- Şimdikilerin Şirki Ve Bedevilerin Şirki
- 3) Büyücülük İftirası:
- 5- Hedef ve Gâyenin Açıklığı:
- Allah (C.C.) İçin Dostluk
- Bağlılık Ve Hürriyet
- İsrâ ve Mirâc
- Kâğıt Para Sistemine Geçiş