2) Sıdk:
Doğruluk demektir. Peygamberler, hem sözlerinde hem de işlerinde doğru sözlüdürler. Asla yalan söylemezler. [50]
Sıdk, peygamberlerin, ilâhî hükümleri, emir ve yasakları insanlara tebliğde ve verdikleri her türlü haberde doğru sözlü, sadık olmalarıdır. Peygamberlerin yalan söylemeleri (kizb) asla caiz değildir. Aksi halde, insanları kendilerine inandırmaları ve onları irşad ederek doğru yola sevketmeleri mümkün olmaz. Çünkü yalan söylemek, büyük bir günah olduğundan, peygamberlerin "ismet" ve "emanet" sıfatlarıyla bağdaşmaz. Oysa Allah Teâlâ onların peygamberlik iddialarını tasdik etmek için her birine "Mucizeler" veriyor ve onunla adeta, "Kulum, peygamberlik iddiasında ve bendendir diye bildirdiklerinde sadıktır" diyor. Hak Teâlâ'nın yalancıları tasdik etmesi aklen mümkün olmadığına göre, peygamberlerin sıdk (doğruluk) sıfatı ile vasıflanmaları vâcib; yalan söylemeleri ise imkânsızdır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah, peygamberlerini doğruluk vasıflarıyla methetmiştir:
"Ey Muhammed! İnsanlara Kur'an'daki İbrahim kıssasını anlat. Şüphesiz ki o, özü sözü doğru, sıddîk bir peygamberdi" (Meryem: 19/41)
"Kitapta İdris'i de zikret. Çünkü o, çok doğru bir nebî idi" (Meryem: 19/55)
Hiç bir peygambere kavmi; "biz seni daha önce yalancı tanıyorduk" diyememiştir.
Peygamberlerin emânet sıfatı, onların diğer insanlarla münasebetlerinde güvenilir olmaları yanında; asıl vahiy üzerinde emîn olmayı, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara değiştirmeden, arttırıp-eksiltmeden tebliğ etmesidir. Kur'an'da şöyle buyurulur:
"O Peygamberler Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler, O'ndan korkarlar ve O'ndan başka hiç bir kimseden korkmazlardı. Hesap görücü olarak Allah yeter" (Ahzâb: 33/39)
Bir peygamberin emânete hıyânet etmesi, O'nun kutsal görevi ile bağdaşmaz.
"Bir peygamber için emânete hıyânet etmek olur şey değildir (Âl-i İmrân: 3/161)[51]
Kuran-ı Kerimde Hz. İsmâil[52], Hz. İdris[53], Hz. Yusuf[54] için sıdk sıfatı verilir; diğer peygamberlerin de sâdık oldukları başka ifadelerle anlatılır.[55]
Bu sözcük doğruluk demektir. Binaenaleyh bütün peygamberlerin özü ve sözü doğrudur. Bir peygamberin (haşa!) yalan bir söz söylemesi imkansızdır. Aynı zamanda bu yüce şahsiyetler daha küçükken bile bir peygamber adayı olarak asla yalan söylemezler. İçinde yaşadıkları toplum ne kadar dejenere olmuş bulunursa bulunsun onlar hiç bir zaman dürüstlükten ayrılmazlar. Hiç bir çıkar ya da baskı onların bu tutumunu değiştiremez. [56]
Sıdk, peygamberlerin, ilâhî hükümleri, emir ve yasakları insanlara tebliğde ve verdikleri her türlü haberde doğru sözlü, sadık olmalarıdır. Peygamberlerin yalan söylemeleri (kizb) asla caiz değildir. Aksi halde, insanları kendilerine inandırmaları ve onları irşad ederek doğru yola sevketmeleri mümkün olmaz. Çünkü yalan söylemek, büyük bir günah olduğundan, peygamberlerin "ismet" ve "emanet" sıfatlarıyla bağdaşmaz. Oysa Allah Teâlâ onların peygamberlik iddialarını tasdik etmek için her birine "Mucizeler" veriyor ve onunla adeta, "Kulum, peygamberlik iddiasında ve bendendir diye bildirdiklerinde sadıktır" diyor. Hak Teâlâ'nın yalancıları tasdik etmesi aklen mümkün olmadığına göre, peygamberlerin sıdk (doğruluk) sıfatı ile vasıflanmaları vâcib; yalan söylemeleri ise imkânsızdır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah, peygamberlerini doğruluk vasıflarıyla methetmiştir:
"Ey Muhammed! İnsanlara Kur'an'daki İbrahim kıssasını anlat. Şüphesiz ki o, özü sözü doğru, sıddîk bir peygamberdi" (Meryem: 19/41)
"Kitapta İdris'i de zikret. Çünkü o, çok doğru bir nebî idi" (Meryem: 19/55)
Hiç bir peygambere kavmi; "biz seni daha önce yalancı tanıyorduk" diyememiştir.
Peygamberlerin emânet sıfatı, onların diğer insanlarla münasebetlerinde güvenilir olmaları yanında; asıl vahiy üzerinde emîn olmayı, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara değiştirmeden, arttırıp-eksiltmeden tebliğ etmesidir. Kur'an'da şöyle buyurulur:
"O Peygamberler Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler, O'ndan korkarlar ve O'ndan başka hiç bir kimseden korkmazlardı. Hesap görücü olarak Allah yeter" (Ahzâb: 33/39)
Bir peygamberin emânete hıyânet etmesi, O'nun kutsal görevi ile bağdaşmaz.
"Bir peygamber için emânete hıyânet etmek olur şey değildir (Âl-i İmrân: 3/161)[51]
Kuran-ı Kerimde Hz. İsmâil[52], Hz. İdris[53], Hz. Yusuf[54] için sıdk sıfatı verilir; diğer peygamberlerin de sâdık oldukları başka ifadelerle anlatılır.[55]
Bu sözcük doğruluk demektir. Binaenaleyh bütün peygamberlerin özü ve sözü doğrudur. Bir peygamberin (haşa!) yalan bir söz söylemesi imkansızdır. Aynı zamanda bu yüce şahsiyetler daha küçükken bile bir peygamber adayı olarak asla yalan söylemezler. İçinde yaşadıkları toplum ne kadar dejenere olmuş bulunursa bulunsun onlar hiç bir zaman dürüstlükten ayrılmazlar. Hiç bir çıkar ya da baskı onların bu tutumunu değiştiremez. [56]
P harfi
- 2- Tevhide Çağrı:
- Duygusallık Ve Maneviyatçılık
- Nebi ve Rasuller Arasında Ayırım Yapmamak Gerekir:
- Nebilerin Görevi
- Önde Gelenlerin Resul'e Attıkları İftiralar:
- PAPA
- Peygamberlere Olan İhtiyaç:
- 1) Resul'ün Çıkar Peşinde Koştuğu İftirası:
- 3- Ücret İstememe:
- Duyuların Kavradığı Ve Kavramadığı
- HÂTEMÜ'L-ENBİYÂ
- Mucize
- PAPAZ
- Peygamberlik Aklen Caiz midir?
- Tevhid
- 2) Delilik İftirası:
- 4- Kavimlerinin Diliyle Gelme:
- Gerçek Ve Hayal
- HÂTEMÜ'L-MÜRSELÎN
- PARA
- Peygamberlerin Özellikleri
- Son Peygamber Olarak Hz. Muhammed Mustafa (sav)'nın Kişiliği ve Misyonu
- Şimdikilerin Şirki Ve Bedevilerin Şirki
- 3) Büyücülük İftirası:
- 5- Hedef ve Gâyenin Açıklığı:
- Allah (C.C.) İçin Dostluk
- Bağlılık Ve Hürriyet
- İsrâ ve Mirâc
- Kâğıt Para Sistemine Geçiş