Hikmetin Anlam Sahası:
Hikmet sözlükte, kötülükleri ortadan kaldırmak, iyilikleri elde etmek, gerçeği yakalama noktasında ilim ve akılla hareket etmedir. Hikmet, Allah (cc) açısından, eşyanın bilinmesi, tutarlı ve anlamlı bir şekilde icad edilmesi, kul açısından ise, varlıkların bilinmesi ve hayırlı iş yapılmasıdır.
Hikmet ile hükm kelimeleri Kuranda bazen aynı anlamda kullanılmaktadır. Mesela, Yusuf (as)a daha genç iken hükm, yani hikmet verilmiştir. (12 Yusuf/22) Kimilerine göre hükm, hikmetten daha kapsamlıdır.
Hikmet sözde ve işde en iyiyi yakalamak veya olması gerekeni idrak etmektir. Doğru bir karar, isabetli bir sonuç, tutarlı ve sağlam bir hareket tarzı, bir şeyin faydalı hale getirilmesi hikmettir. Bir şeyi körü körüne değil de, önünü sonunu düşünerek ve ondan doğacak bütün tehlikeleri savmayı göze alarak yapmak demektir.
Hikmet, hem ilimdir, hem de isabetli, tutarlı iş yapmadır. Buradan hareketle bazıları ona ahlâkí bir anlam yükleyerek, hikmetin bilgi ve eylem olduğunu ileri sürmüşlerdir. Ahlâkın meşru temeli doğru ve kesin bilgidir. Bu bilgiye sahip olan kişi de hikmete sahip kimsedir. Yeterli ve doğru bir araştırma ve tefekkür kişiyi doğru bir hükme varmaya, dolaysıyla hikmete göre iş yapmaya götürür.
(Muhkem sağlam bilgi, muhkem- sağlam amele götürür.)
Kuranda yirmi yerde geçen hikmet kavramını tefsirciler bir çok farklı manada tefsir etmişlerdir. Bu tefsirlerin her biri farklı gibi görünse de hikmetin ifade ettiği sözde ve amelde tam ve eksiksiz olma, faydalı ve isabetli olma anlamı etrafında çevrelenmektedirler.
E. H. Yazır, Hikmet kelimesine verilen anlamlardan yirmiüç tanesini sıralamaktadır. Bunların en önemlileri şunlardır:
Söz ve fiilde doğruyu tutturma,
Bir şeyin özünü kavrayan sağlam ilim ve bununla amel etmek,
Ilim ve o ilmin amacını kavramak,
Varlıkların özündeki manaları anlamak,
Allahın emirlerini anlamak,
Icad etmek, (Allahın varlıkları icad etmesi-yaratması hikmettir)
Varlık düzeninde her şeyi yerli yerinde koymak,
Doğru ve güzel işlere yönelmek,
Siyasette, Yaratıcıya benzemeye çalışmak. Hakim olunan kimselere iyi muamele, icraatı zulümden, ikramı cimrilikten, ilmi bilgisizlikten, hoşgörüyü bunaklıktan ayırmak,
Allahın ahlâkıyla ahlâklanmak,
Allahın emirlerini düşünüp onlara uymak. (Elmalılı, 2/205-215)
Hikmet kelimesinin bunların yanında şu manalarına da dikkat çekilmiştir:
Kuran, peygamberlik, ilim, anlayış, öğüt, gerçeklik, duyular üstü idrak, iç tatmin, derin derin düşünme, doğruyu en iyi şekilde bulmak ve sunmak, din, dinin inceliklerini kavrama, güzeli kötü olana tercih edebilme yeteneği, kavrayış, aklı gereği gibi işletme, varlığın sırlarını yakalamak. (nak. K. Temel Kavramlar, 184)
Görüldüğü gibi hikmette geniş bir anlam zenginliği vardır.
H harfi
- el-HÂDÎ
- el-HAKÎM
- el-HİCR SÛRESİ
- HABER
- HABER-İ MEŞHÛR
- HABERLERİN TETKİKİ
- HABEŞİSTAN HİCRETİ
- HÂBİL (VE KÂBİL)
- HABÎS
- HABLULLAH
- HACAMAT (HİCAMAT)
- HACB
- HÂCER
- HACİZ, HACZ
- HAÇ (SALİB)
- HAÇLI SEFERLERİ
- HAD, HADLER
- HADÂNE BÂBI
- HADLER BAHSİ
- Hudud:
- HADÎS
- HÂDİS
- HAFAZA MELEKLERİ
- HAFİ
- HÂFIZ
- HAFSA BİNTİ ÖMER İBN el-HATTAB (r.a)
- HAK, HAKLAR
- HAKEM BABI
- HÂKİMİYET
- HAKK