HAVZ-I KEVSER
Âhiret yurdunda bulunan ve Yüce Allah tarafından Peygamber efendimize verilmiş olan ırmak ve havuzun adı.
"Doğrusu biz sana Kevser'i verdik." (el-Kevser: 108/1) anlamındaki âyeti kerimede Peygamber efendimiz'e Kevser'in verilmiş olduğu bildirilmekle birlikte, Kur'ân-ı Kerîm'de gerek Kevser'in ne olduğu ve gerekse Havz hakkında başka bir bilgi yoktur. Bu konudaki bilgilerimiz otuz kadar Sahabî'den çeşitli yollarla gelen ve tümü de muteber hâdis kitaplârında yer alan 50 dolayındaki hadis-i şerif'e dayanmaktadır. Hadislerden bir bölümünde Havz, bir bölümünde de Kevser hakkmda bilgiler vardır. Her ikisi hakkındaki ortak noktalar, havz ve ırmaktaki suyun tad, koku ve rengi ile ilgili olarak verilen bilgilerdir. Diğer özellikler farklı bir biçimde sayılmıştır.
Nitekim, Havz, adından anlaşılacağı üzere bir havuz; Kevser ise, bir Cennet ırmağıdır. Havz'ın genişliği hakkında bilgiler bulunmaktadır. Birçok kez verilen bu bilgiler sırasında orada bulunanların anlayışlarına göre, Havz'ın genişliği bir aylık yol veya şu şehirden bu şehire şeklinde tanımlanarak, büyüklüğü hakkında fikir verilmek istenmiştir. Havuzun kenarlarının ve açılarının eşit olduğu da gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Kevser Irmağı'nın ise, vâdisi hakkında bilgiler vardır. Buna göre, vâdi, yeryüzü ırmaklarının yataklarında olduğu gibi derin bir çukur biçiminde olmayıp, düz satıhtadır. Akış, yüzeyin düz olmasına karşın, çevreye dağılmadan, kendi mecrasında sürüp gitmektedir. Vâdinin tabanı, elmas, yakut ve inci gibi değerli taşlarla kaplıdır ve bu oluşum içindeki toprak, misk gibi kokmaktadır. Irmağın iki yanı da altın ve yakutla çevrili olup, sahilinde, boydan boya içi boşaltılarak kubbeler biçimine sokulmuş inciden yapılar vardır.
Havz'ın suyundan bir yudum bile olsa içenler, ebediyen susamayacaklar ve yüzleri de asla kararmayacaktır; içmeyenler ise, susuzluktan kurtulamayacaklardır. Havz'ın suyunun kardan daha serin olduğu, oraya ilk varanın Peygamberimiz Efendimiz'in olacağı, ilk içenlerin fakir olup zengin bir kadınla evlenmek yahut idarecilere baş eğmek yoluyla zenginleşmenin yollarını aramayan, yüzü gözü toprak içinde pejmürde kılıkla Allah yolunda cihad eden, İslâm'a hizmette bulunan, dünya nimetlerini tadamadan şehitlik şerefine ulaşan muhacirler ve sonraki mü'minler olacağı da rivayet edilen bilgiler arasında bulunmaktadır.
Havuz, ucu Cennete dek varan altın ve gümüş iki oluktan beslenmektedir. Havuzu besleyen Cennet Irmaklarından bir ırmak olup, bu da Peygamber Efendimiz'e verilmiş bulunan Kevser Irmağı'dır. Ebu Davud'ta zikredilen "Kevser nedir, bilir misiniz? O, Cennet'te bana vadedilmiş ırmaktır. Onun üzerinde çok hayır vardır. Onun üzerinde bir de bir Havuz vardır. Kıyamet günü ümmetim oraya uğrayacaktır."[293] anlamındaki hadis de, bu yoruma elverici manasıyla, Havuz ve Kevser'i bir arada Havz-ı Kevser olarak anmadaki gerekçeye açıklık getirmektedir. Nitekim, Aliyyü'l-Kârî[294] "Hazret-i Peygamber'in nehri Cennet'te; havzı ise kıyametin koptuğu yerdedir" diyerek bu duruma açıklık getirmiştir. Havzın Sırat'tan önce mi, sonra mı olduğu konusu tartışmalı olmakla birlikte, Kurtubî, biri Sırat'tan önce, diğeri Sırat'tan sonra iki Havuz olduğunu ifade etmiştir. Kıyamet yerindeki bu Havuz'lardan, lâyık olmayanlar kovulacaklardır. Her peygamberin birer havuzu olduğu, son peygamber'in havuzunun çevresinin daha kalabalık olacağı ve bu Havuz üzerinde minberinin de yer aldığı yine rivâyet edilen bilgilerdendir. Kevser ise, yalnızca bizim peygamberimize verilmiş olan bir ırmaktır.
Gerek Havuz ve gerekse Kevser Irmağı'nın (burada, artık, Havz-ı Kevser diye ortak adı kullanabiliriz) ortak yanlarına gelince, suyun rengi kardan, sütten ve güneşten daha beyazdır. Kokusu ise miskten daha hoştur. Tadı, baldan daha tatlıdır. İçecek olanların kullanması için, orada, sayıları gökteki yıldızların sayısından daha çok olan altın ve gümüşten yapılma cennet kapıları vardır.
Kevser ve Havz hakkında verilen bu bilgiler "tevâtür" derecesinde olduğu için, bunlara imanın farz olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, özellikle Kevser Sûresi'nin tefsiri sırasında, aşırı mezhepler ve felsefi açıklama yönüne gidenler, gerek Havz, gerekse Kevser konusunda kimi bâtınî veya aklî yorumlar yapmaktan da uzak durmamışlardır.
"Kevser" kelimesinin ifade ettiği geniş manadan yola çıkarak, muteber âlimler de, bu kavrama "Cennet Irmağı" ile birlikte daha başkaca anlamlar da vermişlerdir. Bu tutumda Kevser Suresinin iniş sebebi de rol oynamıştır. Gerçekten de, Sure, Peygamber Efendimiz'e, oğlu Kasım'ın ölümünden sonra, "ebter/nesli kesik" diyen müşriklerin bu sözleri üzerine, alınandan daha fazlasının verildiğini belirtmek ve "ebter" olmadığını vurgulamak üzere gönderilmiştir. Gerek kelimenin anlamındaki genişlik ve gerekse nüzul sebebi dolayısıyla, tefsirlerde, Kevser kelimesi, aynı zamanda "çok büyük bir hayır, taşkın hayırlar" anlamı çerçevesinde de ele alınmış ve "bu büyük hayr, Kur'ân-ı Kerîm'dir yahut İslâm dini'dir veya ümmetin çokluğudur ya da neslinin kesilmeyip, daha arttığı, artacağı, her yana yayılacağı gerçeğidir" yolunda yorumlarda bulunulmuştur. Kısacası, Kevser, Cennet'teki ırmakla birlikte daha birçok iyi, güzel ve hayırlı olan olguyla anlatılmış ve bunların tümünün yüce Allah tarafından rasûlüne verildiği üzerinde durulmuştur.[295]
[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/181-183.
[2] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 340-341.
[3] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 341-342.
[4] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 342-343.
[5] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 343-345.
[6] Râgıp el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 105-106
[7] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 406. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[8] Mecmuatu Fetâvâ, İbn Teymiyye, 35/42-46 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 406-407. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[9] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 407-408. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[10] Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 168-169
[11] Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 177
[12] Allahın Halifeleri miyiz? F. Zülaloğlu, Haksöz, Aralık 92, s. 16-17
[13] Allahın Halifeleri miyiz? F. Zülaloğlu, Haksöz, Aralık 92, s. 20-21. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 408-410. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[14] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 410. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[15] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 410-411. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[16] Kur'an'da Siyasi Kavramlar, V. Akyüz, s. 130 ve devamı. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 411. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[17] Hz. Adem, H. K. Ece, s. 49-50
[18] Kuranda Temel Kavramlar, s. 522
[19] Şamil İslam Ans. 2/424. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 411-414. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[20] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 414. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[21] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 414-415. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[22] İbn Hümam, Kitabü'l-Müsâyere, s. 265
[23] En-Nesefî, Bahrü'l-Kelâm fi Akaidi'l-Ehli'l-İslâm
[24] Kelimeler Kavramlar, s. 181-182 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 415-417. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[25] Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[26] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 345.
[27] Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[28] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 345-346.
[29] Kur'an'ın Temel Kavramları, s. 160.
[30] A. Ünal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 446
[31] İ. Eliaçık, İslam ve Sosyal Değişim, s. 32
[32] Y. Çiçek, F. Yıldız, Hamd Rabb, s. 13
[33] İslam Ans, Diyanet Vakfı Y. c.15, s. 448
[34] Y. Çiçek, F. Yıldız, a.g.e. s. 40.
[35] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 252-254.
[36] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 262-264.
[37] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 311-312.
[38] Hayreddin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller Haramlar (özetlenerek)
[39] Yusuf el-Kardavî, İslâm'da Helâl ve Haram, s. 358-360.
[40] Hayreddin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller Haramlar s. 189-193
[41] M. Beşir Eryarsoy, İman ve Tavır, s. 316-320
[42] M. Beşir Eryarsoy, İman ve Tavır, s. 264-266
[43] İmam Ahmed, Müsned: 1/182; Hakim, Müstedrek: 1/73. Hakim Müslimin şartı üzere olduğunu söyler. El-Mişkatın tahricinde Zehebinin buna katıldığı belirtilir ve ve O (Zehebinin) dediği gibidir. denilir. 1/67.
[44] Hakim: 2/375; Elbani, Gayetül-Meramda sf: 14. Hasen olduğunu söyler.
[45] Burada anlatılan, meleklerin ve hadis inkarcılarının iddia ettikleri gibi Kuranda haramlığı belirtilenlerin dışında hiçbir haram olmaması değildir. Kuranda belirtilmeyen fakat Rasulullahın (s.a.v.) lisanıyla haram kılınanlar da haramdır. Çünkü O, hevasından konuşmaz. Onun konuşması kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir. (Necm: 53/3-4) Nitekim yazarın kasdından da bu olmadığı ileriki sayfalarda açıkça görülecektir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[46] Müslim Kitabul-Fedail. Hadis no: 130 (Abdulbaki baskısı)
[47] Rasulullahın (s.a.v.) bir şeyin haram ya da helal olduğunu bildirmesi de yine Allahın haram ya da helal kılmasıyladır. Rasulullahtan (s.a.v.) sonra kendisine vahiy gelen olmayacağı için kimse bu hakka sahip değildir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[48] Ebu Davud: 3486; Sahih-i Ebu Davud: 977. Sahih olduğunda ittifak edilmiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[49] Darekutni: 3/7. Sahih hadis.
[50] Bazı alimler, haramlarla ya da büyük günahlar gibi- belirli haram çeşitleriyle ilgili kitaplar yazmıştır. Haramlar konusundaki değerli kitaplardan biri de Ebun-Nahhas ed-Dımeşkinin Allah Teala kendisine rahmet eylesin- Tenbihul Ğafilin an Amalul-Cahilin isimli eseridir.
[51] Bu kitabı, en başta Şeyh Abdulaziz b. Abdullah olmak üzere birçok kimse gözden geçirdi. Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın eklemelerini dipnotta köşeli parantez içinde belirterek eklemelerin kendisine ait olduğuna işaret ettim.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 5-12.
[52] Müttefekun aleyh. Bkz. Buhari, Hadis no: 2511 (Buğa baskısı).
[53] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 12-13.
[54] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 8/176.
[55] Müslim. Bkz. Sahihi Müslim, hadis no: 1978 (Abdulbaki baskısı)
[56] Bkz. Teysirul-Azizil-hamiyd sf: 158 (İfta baskısı).
[57] Beyhaki, Bkz. Sünenül-Kübra: 10/116; Tirmizi hadis no: 3095; Elbani Gayetül-Meramda shf: 19. hasen olduğunu söyler.
[58] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 13-15.
[59] Ahmed, Müsned: 2/429; Bkz. Sahihul-Cami: 5939.
[60] Sahihi Müslim: 4/1751.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 16-17.
[61] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 8/176.
[62] Ahmed, Müsned: 4/156; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha, hadis no: 492. Bu kimse küçük şirk işlemiştir. Başkaları görsün diye namaz kılan gibi.
[63] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 17-18.
[64] Müslim: 4/2289.
[65] Müslim, Hadis no: 2985.
[66] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 18-19.
[67] Ahmed Müsned: 1/389; Bkz. Sahihul-Cami: 3955.
[68] Taberani el-Kebir: 18/162; Bkz. Sahihul-Cami: 5435.
[69] Ahmed Müsned: 2/220; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 1065.
[70] Ebu Davud, Hadis no: 3910; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 430.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 19-20.
[71] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 11/536.
[72] Ahmed Müsned: 2/125; Bkz. es-Sahihul-Cami: 6204.
[73] Ebu Davud, Hadis no: 3253; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha Hadis no: 94.
[74] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 11/536.
[75] Bütün bu sözlerden doğru olan (ve) yerine (sonra) getirip, örneğin Önce Allah sonra sana sığınıyorum denilmesidir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[76] Daha geniş bilgi için Şeyh Bekir Ebu Zeydin Mucemul-Menahi el-Lafzıyye isimli eserine bak.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 20-22.
[77] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 22.
[78] Ahmed Müsned: 5/310; Bkz. Sahihul-Cami: 997.
[79] Ebu Davud: 1/533; Bkz. Sahihul-Cami: 7224.
[80] Sahih İbn Huzeyme: 1/332; Elbaninin Sıfatu Salatin-Nebi isimli eserine sf. 131 bak.
[81] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 2/274.
[82] Rasulullahın (s.a.v.) namazında rükü ve secdeyi tam olarak yapmayan kimseye sadece o namazı yeniden kılmasını emretmesi Bkz. Fethul-Bari: 2/323; Hadis no: 793. (Darur-Rayyan baskısı) (Çeviren İsmail Yaşa)
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 22-24.
[83] Ebu Davud: 1/581. Bkz. Sahihul-Cami: 7452.
[84] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 24.
[85] Beyhaki, es-Sünenül-Kübra: 10/104
[86] Müslim: 1/320-321.
[87] Müslim, hadis no: 474. (Abdulbaki baskısı)
[88] Beyhaki: 2/93; Elbani, İrvaul-Ğalilde: 2/290. Hasen olduğunu söyler.
[89] Buhari, Hadis no: 756; (Buğa baskısı).
[90] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 24-26.
[91] Buhari. Bkz Fethul-Bari: 2/339.
[92] Müslim: 1/395.
[93] Baki, Medinede, Mescidun-Nebevinin yakınında bulunan mezarlıktır. (Çeviren İsmail Yaşa)
[94] Müslim: 8/332; Elbaninin Sıfatu Salatin-Nebi isimli eserine sf: 131 bak.
[95] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 26-27.
[96] Müslim: 1/102-103.
[97] Bununla ilgili hadis Sahihul-cami: 2971dedir.
[98] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 27-28.
[99] Ahmed Müsned: 1/300. Bkz. Sahihul-Cami: 6565.
[100] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 28-29.
[101] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 6/314.
[102] Bkz. Zevaidül-Bezzar: 2/181; Sahihul-Cami: 547.
[103] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 29-30.
[104] Ahmed, Müsned: 5/277; Bkz. Sahihul-Cami: 2703.
[105] Taberani el-Kebir: 17/339; Bkz. Sahihul-Cami: 1934.
[106] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 30.
[107] Zıhar arapça zahr (sırt) kelimesinden gelmedir. Cahiliyyede araplar arasındaki adete göre bir adam karısına; Sen bana anamın sırtı gibisin derse, karısı ona anasının kendisine haram olması gibi haram sayılırdı. Allah teala Mücadele: 58/2de bunun böyle olmadığını belirterek zıharı yasakladı ve zıhar yapana da aynı surenin 3. ve 4. ayetlerinde zikredilen cezayı koydu. (Çeviren İsmail Yaşa)
[108] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 31.
[109] Tirmizi Ebu Hureyreden: 1/243; Bkz. Sahihul-Cami: 5918.
[110] Doğrusu; ister hayzın başında isterse sonunda olsun bir dinar ya da yarım dinar tasadduk etmek arasında seçim seçim yapmak ona bırakılmıştır. (Abdulaziz b. Abdullah)
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 31-32.
[111] Ahmed, Müsned: 2/479; Bkz. Sahihul-Cami: 5864.
[112] Tirmizi: 1/243; Bkz. Sahihul-Cami: 5918.
[113] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 32-33.
[114] Tirmizi: 3/474; Bkz: Mişkatul-Mesabih: 3118.
[115] Müslim: 4/1711.
[116] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 33-34.
[117] Tabarani, el-Kebir: 20/212; Bkz. Sahihul-Cami: 4921.
[118] Ahmed Müsned: 1/412; Bkz. Sahihul-Cami: 4126.
[119] Ahmed Müsned: 6/357; Bkz. Sahihul-Cami: 2509.
[120] Tabarani, el-Kebir: 24/342; Bkz. Sahihul-Cami: 7054 ve el-İsabe: 4/354 (Darul-Kitab el-Arabi baskısı)
[121] Müslim: 3/1489.
[122] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 34-35.
[123] Ahmed Müsned: 4/418; Bkz. Sahihul-Cami: 105.
[124] Ahmed Müsned: 2/444; Bkz. Sahihul-Cami: 2703.
[125] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 35-36.
[126] Müslim: 2/977.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 36.
[127] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 11/26.
[128] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 37.
[129] Ahmed, Müsned: 2/69; Bkz. Sahihul-Cami: 3533.
[130] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 37-38.
[131] Müslim: 3/1229.
[132] Hakim, Müstedrek: 2/37; Bkz. Sahihul-Cami: 3533.
[133] Ahmed, Müsned: 5/225; Bkz. Sahihul-Cami: 3375.
[134] Hakim, Müstedrek: 2/37; Bkz. Sahihul-Cami: 3542.
[135] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 38-40.
[136] Müslim: 1/99.
[137] İbn Mace: 2/754; Bkz. Sahihul-Cami: 6705.
[138] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 4/328.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 40-41.
[139] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 14/484.
[140] Bkz. Silsiletül-Ehadisis-Sahiha: 1057.
[141] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 41.
[142] Ahmed, Müsned: 1/129. Hadis no: 1065. Ahmed Şakir, isnadının sahih olduğunu söyler. Hadisin aslı Buhari ve Müslimdedir.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 42.
[143] Sigorta olayının hükmü ve bunun İslami karşılığı hakkında bilgi edinmek için İlmi Araştırmalar Dairesi Genel Başkanlığınca yayınlanan Mecelletül-Buhusul-İslamiyyenin 17, 19 ve 20. sayılarına bak.
[144] Bu, Şeyh Abdulmuhsin ez-Zamil (Allah onu korusun) ile bu konu üzerine yapılan görüşmelerin özetidir. Dileriz, şeyh bununla ilgili ayrıca bir araştırma kaleme alır.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 42-43.
[145] Küsuf (güneş tutulması) namazı iki rekat kılınır ve cumhuru ulemaya göre bir rekatta iki rüku vardır. Daha geniş bilgi için bkz. Fıkhus-Sünne, Seyyid Sabık, Pınar Yayınları. (Çeviren İsmail Yaşa)
[146] Yani ucu çengel şeklinde eğri sopayla.
[147] Müslim, Hadis no: 904.
[148] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 12/81.
[149] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 43-44.
[150] Ahmed, Müsned: 2/387; Bkz. Sahihul-Cami: 5069.
[151] İbn Mace: 2313; Bkz. Sahihul-Cami: 5114.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 45.
[152] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 5/103.
[153] Taberani, el-Kebir: 22/270; Bkz. Sahihul-Cami: 2719.
[154] Müslim, Bkz. Şerhun-Nevevi: 13/141.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 46.
[155] Müslim: 4/1726.
[156] Ebu Davud: 5132; Hadis Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslimde mevcuttur. Bkz. Fethul-Bari: 10/450.
[157] Ahmed Müsned: 5/261; Bkz. Sahihul-Cami: 6292.
[158] Bu, Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın sözlü olarak yaptığı ilavelerdendir.
[159] El-Adabuş-Şeriyye, İbn Müflih: 2/176.
[160] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 46-47.
[161] İbn Mace: 2/817; Bkz. Sahihul-Cami: 1493.
[162] Buhari Bkz Fethul-Bari: 4/447.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 47-48.
[163] Bu konuda genel olarak, çocuğun gücünün yetmemesi ve babanın imkanının olması durumunda nafaka türünden yapılan bağış mübahtır. (Abdulaziz b. Abdullah)
[164] Yani kendisinin olan bir köleyi ona karşılıksız olarak verir.
[165] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 5/211.
[166] Ahmed, Müsned: 4/269; Bkz. Sahihul-Müslim, Hadis no: 1623.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 49-50.
[167] Ebu Davud: 2/281; Bkz. Sahihul-Cami: 6280.
[168] Ahmed Müsned: 1/388; Bkz. Sahihul-Cami: 6288. Sahih-i Müslimde Ebu Hureyreden (r.a.) Rasulullahın (s.a.v.) şu hadisi rivayet edilmiştir: İnsanlardan (az veya çok) kendi malını çoğaltmak için mallarını isteyen şüphesiz bir ateş parçası istemiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[169] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 50-51.
[170] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 5/54.
[171] Nesai Bkz. el-mücteba: 7/314; Bkz. Sahihul-Cami: 3594.
[172] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 51-52.
[173] Taberani el-Kebir: 19/136; Bkz. Sahihul-Cami: 4495.
[174] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 52.
[175] Müslim: 3/1587.
[176] Taberani: 12/45; Bkz. Sahihul-Cami: 6525.
[177] Ahmed Müsned: 5/342; Bkz. Sahihul-Cami: 5453.
[178] Müslim: 3/1587.
[179] Çoğu sarhoşluk verenin azı haramdır hadisi. Bunu Ebu Davud rivayet etmiştir. Hadis no: 3681; Bkz. Sahih-i Ebu Davud hadis no: 3128.
[180] İbn Mace, Hadis no: 3377; Bkz. Sahihul-Cami: 6313.
[181] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 52-54.
[182] Müslim: 3/1634.
[183] Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın sözlü ifadelerinden.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 54-55.
[184] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 55-56.
[185] İbn Kesir Tefsiri: 6/333.
[186] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/51.
[187] Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 2203; İbni Ebid-Dünyanın Zemmul-Melahide rivayet ettiğini söyler. Hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. Hadis no: 2212.
[188] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 56-57.
[189] Müslim: 4/2001.
[190] Es-Silsiletüs-Sahiha: 1871.
[191] Ahmed Müsned: 6/450; Bkz: Sahihul-Cami: 6238.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 57-58.
[192] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/472; İbnül-Esirin en-Nihaye isimli eserinde 4/11 şöyle denilmektedir: Gattatın insanların konuşmalarını onların haberi olmaksızın gizlice dinleyip sonra başkalarına taşıyan kimse olduğu söylenir.
[193] Bir bostanın
[194] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 1/317.
[195] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 58-59.
[196] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 11/24.
[197] Müslim: 3/1699.
[198] Ahmed Müsned: 2/385; Bk. Sahihul-Cami: 6022.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 59-60.
[199] Bazı rivayetlerde de belirtildiği gibi yasağın sebebi budur.
[200] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 60-61.
[201] Ahmed Müsned: 4/393; Bkz. Sahihul-Cami: 207.
[202] Müslim: 3/1655.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 60-61.
[203] Müslim: 3/1680. Burada kastedilen develer uzun boylu develerdir.
[204] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 61-62.
[205] Müslim: 3/1676.
[206] Müslim: 3/1679.
[207] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 62.
[208] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/332.
[209] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/333.
[210] Ebu Davud: 4/355; Bkz. Sahihul-Cami: 5071.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 62-63.
[211] Ebu Davud: 4/319; Bkz. Sahihul-Cami: 8153. Ve Nesai sahih bir isnadla rivayet eder. (Abdulaziz b. Abdullah)
[212] Yazar Bunu bir şeyle değiştirsin şeklinde zikreder. Düzeltme Şeyh Abdulaziz b. Abdullaha aittir.
[213] Müslim: 3/1663.
[214] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 63-64.
[215] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/382.
[216] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/385.
[217] Müslim: 3/1671.
[218] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/380.
[219] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 64-65.
[220] Buhari Bkz Fethul-Bari: 6/540.
[221] Buhari Bkz Fethul-Bari: 12/427.
[222] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 65-66.
[223] Müslim: 2/667.
[224] İbn Mace 1/449; Bkz Sahihul-Cami: 5038.
[225] Bkz. Önceki hadisin tahrici.
[226] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 66-67.
[227] Ön ve arkada bulunan pisliğin taharetle giderilmesidir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[228] Ön ve arkada bulunan pisliğin taş ve benzeri sert, temiz ve necaset silmeye uygun haram olmayan şeyle giderilmesidir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[229] Yani bir bostan
[230] Buhari Bkz Fethul-Bari: 1/317.
[231] Ahmed Müsned: 2/326; Bkz Sahihul-Cami: 1213.
[232] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 67-68.
[233] Taberani el-Kebir: 11/248-249; Bkz Sahihul-Cami: 6004. Buhari Sahihinde rivayet etmiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[234] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/272. Gattat: Bir topluluğun konuşmalarını onlara hissettirmeden dinleyip sonra başkalarına aktaran kimse.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 68.
[235] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/443.
[236] Ahmed Müsned: 1/402; Bkz Sahihul-Cami: 6348.
[237] Buhari, el-Edebül-Müfred Hadis no: 103; Bkz. Es-Silsilüs-Sahiha.
[238] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 69-70.
[239] Ahmed Müsned: 3/543; Bkz Sahihul-Cami: 6348.
[240] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 70.
[241] Müslim: 4/1770.
[242] Ahmed Müsned: 4/394; Bkz Sahihul-Cami: 6505.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 70-71.
[243] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/465.
[244] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 71.
[245] İbn Mace: 1/505; Bkz. Sahihul-Cami: 5068.
[246] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 3/163.
[247] Müslim Hadis no: 934.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 71-72.
[248] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 72.
[249] Ebu Davud: 5/215; Bkz Sahihul-Cami: 7635.
[250] Yazarın bisefki demihi olarak zikrettiğini Şeyh Abdulaziz b. Abdullah kesefki demihi olarak zikretmiştir.
Buhari Edebül-Müfred, Hadis no: 406; Bkz. Sahihul-Cami: 6557.
[251] Müslim: 4/1988.
[252] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/492.
[253] Rasulullahın (s.a.v.) Kab b. Malik ve iki arkadaşıyla daha hayırlı olacağını gördüğü için bir müddet ilişkiyi kesmesi ve ilişkiyi kesmemenin onlarla ilgili olarak daha uygun olması sebebiyle Abdullah b. Ubeyy b. Selül ve münafıklarla ilişkiyi kesmemesi gibi (Abdulaziz b. Abdullah)
[254] Bu konu daha uzundur. Faydalanmanın gereği gibi olabilmesi için Kuran ve Sünnette yer alan bir kısım yasakları birbirini tamamlaması amacıyla- ayrı bir bölümde ele almayı uygun gördüm. Ve bu Allah7ın izniyle ayrı bir kitapta olacak.
[255] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 73-75.
[256] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321.
[257] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321.
[258] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321-322.
[259] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/322.
[260] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/322-323.
[261] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/323.
"Doğrusu biz sana Kevser'i verdik." (el-Kevser: 108/1) anlamındaki âyeti kerimede Peygamber efendimiz'e Kevser'in verilmiş olduğu bildirilmekle birlikte, Kur'ân-ı Kerîm'de gerek Kevser'in ne olduğu ve gerekse Havz hakkında başka bir bilgi yoktur. Bu konudaki bilgilerimiz otuz kadar Sahabî'den çeşitli yollarla gelen ve tümü de muteber hâdis kitaplârında yer alan 50 dolayındaki hadis-i şerif'e dayanmaktadır. Hadislerden bir bölümünde Havz, bir bölümünde de Kevser hakkmda bilgiler vardır. Her ikisi hakkındaki ortak noktalar, havz ve ırmaktaki suyun tad, koku ve rengi ile ilgili olarak verilen bilgilerdir. Diğer özellikler farklı bir biçimde sayılmıştır.
Nitekim, Havz, adından anlaşılacağı üzere bir havuz; Kevser ise, bir Cennet ırmağıdır. Havz'ın genişliği hakkında bilgiler bulunmaktadır. Birçok kez verilen bu bilgiler sırasında orada bulunanların anlayışlarına göre, Havz'ın genişliği bir aylık yol veya şu şehirden bu şehire şeklinde tanımlanarak, büyüklüğü hakkında fikir verilmek istenmiştir. Havuzun kenarlarının ve açılarının eşit olduğu da gelen bilgiler arasında bulunmaktadır. Kevser Irmağı'nın ise, vâdisi hakkında bilgiler vardır. Buna göre, vâdi, yeryüzü ırmaklarının yataklarında olduğu gibi derin bir çukur biçiminde olmayıp, düz satıhtadır. Akış, yüzeyin düz olmasına karşın, çevreye dağılmadan, kendi mecrasında sürüp gitmektedir. Vâdinin tabanı, elmas, yakut ve inci gibi değerli taşlarla kaplıdır ve bu oluşum içindeki toprak, misk gibi kokmaktadır. Irmağın iki yanı da altın ve yakutla çevrili olup, sahilinde, boydan boya içi boşaltılarak kubbeler biçimine sokulmuş inciden yapılar vardır.
Havz'ın suyundan bir yudum bile olsa içenler, ebediyen susamayacaklar ve yüzleri de asla kararmayacaktır; içmeyenler ise, susuzluktan kurtulamayacaklardır. Havz'ın suyunun kardan daha serin olduğu, oraya ilk varanın Peygamberimiz Efendimiz'in olacağı, ilk içenlerin fakir olup zengin bir kadınla evlenmek yahut idarecilere baş eğmek yoluyla zenginleşmenin yollarını aramayan, yüzü gözü toprak içinde pejmürde kılıkla Allah yolunda cihad eden, İslâm'a hizmette bulunan, dünya nimetlerini tadamadan şehitlik şerefine ulaşan muhacirler ve sonraki mü'minler olacağı da rivayet edilen bilgiler arasında bulunmaktadır.
Havuz, ucu Cennete dek varan altın ve gümüş iki oluktan beslenmektedir. Havuzu besleyen Cennet Irmaklarından bir ırmak olup, bu da Peygamber Efendimiz'e verilmiş bulunan Kevser Irmağı'dır. Ebu Davud'ta zikredilen "Kevser nedir, bilir misiniz? O, Cennet'te bana vadedilmiş ırmaktır. Onun üzerinde çok hayır vardır. Onun üzerinde bir de bir Havuz vardır. Kıyamet günü ümmetim oraya uğrayacaktır."[293] anlamındaki hadis de, bu yoruma elverici manasıyla, Havuz ve Kevser'i bir arada Havz-ı Kevser olarak anmadaki gerekçeye açıklık getirmektedir. Nitekim, Aliyyü'l-Kârî[294] "Hazret-i Peygamber'in nehri Cennet'te; havzı ise kıyametin koptuğu yerdedir" diyerek bu duruma açıklık getirmiştir. Havzın Sırat'tan önce mi, sonra mı olduğu konusu tartışmalı olmakla birlikte, Kurtubî, biri Sırat'tan önce, diğeri Sırat'tan sonra iki Havuz olduğunu ifade etmiştir. Kıyamet yerindeki bu Havuz'lardan, lâyık olmayanlar kovulacaklardır. Her peygamberin birer havuzu olduğu, son peygamber'in havuzunun çevresinin daha kalabalık olacağı ve bu Havuz üzerinde minberinin de yer aldığı yine rivâyet edilen bilgilerdendir. Kevser ise, yalnızca bizim peygamberimize verilmiş olan bir ırmaktır.
Gerek Havuz ve gerekse Kevser Irmağı'nın (burada, artık, Havz-ı Kevser diye ortak adı kullanabiliriz) ortak yanlarına gelince, suyun rengi kardan, sütten ve güneşten daha beyazdır. Kokusu ise miskten daha hoştur. Tadı, baldan daha tatlıdır. İçecek olanların kullanması için, orada, sayıları gökteki yıldızların sayısından daha çok olan altın ve gümüşten yapılma cennet kapıları vardır.
Kevser ve Havz hakkında verilen bu bilgiler "tevâtür" derecesinde olduğu için, bunlara imanın farz olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, özellikle Kevser Sûresi'nin tefsiri sırasında, aşırı mezhepler ve felsefi açıklama yönüne gidenler, gerek Havz, gerekse Kevser konusunda kimi bâtınî veya aklî yorumlar yapmaktan da uzak durmamışlardır.
"Kevser" kelimesinin ifade ettiği geniş manadan yola çıkarak, muteber âlimler de, bu kavrama "Cennet Irmağı" ile birlikte daha başkaca anlamlar da vermişlerdir. Bu tutumda Kevser Suresinin iniş sebebi de rol oynamıştır. Gerçekten de, Sure, Peygamber Efendimiz'e, oğlu Kasım'ın ölümünden sonra, "ebter/nesli kesik" diyen müşriklerin bu sözleri üzerine, alınandan daha fazlasının verildiğini belirtmek ve "ebter" olmadığını vurgulamak üzere gönderilmiştir. Gerek kelimenin anlamındaki genişlik ve gerekse nüzul sebebi dolayısıyla, tefsirlerde, Kevser kelimesi, aynı zamanda "çok büyük bir hayır, taşkın hayırlar" anlamı çerçevesinde de ele alınmış ve "bu büyük hayr, Kur'ân-ı Kerîm'dir yahut İslâm dini'dir veya ümmetin çokluğudur ya da neslinin kesilmeyip, daha arttığı, artacağı, her yana yayılacağı gerçeğidir" yolunda yorumlarda bulunulmuştur. Kısacası, Kevser, Cennet'teki ırmakla birlikte daha birçok iyi, güzel ve hayırlı olan olguyla anlatılmış ve bunların tümünün yüce Allah tarafından rasûlüne verildiği üzerinde durulmuştur.[295]
[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/181-183.
[2] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 340-341.
[3] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 341-342.
[4] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 342-343.
[5] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 343-345.
[6] Râgıp el-İsfehânî, el-Müfredât, s. 105-106
[7] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 406. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[8] Mecmuatu Fetâvâ, İbn Teymiyye, 35/42-46 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 406-407. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[9] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 407-408. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[10] Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 168-169
[11] Kur'an Kıssalarına Giriş, s. 177
[12] Allahın Halifeleri miyiz? F. Zülaloğlu, Haksöz, Aralık 92, s. 16-17
[13] Allahın Halifeleri miyiz? F. Zülaloğlu, Haksöz, Aralık 92, s. 20-21. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 408-410. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[14] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 410. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[15] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 410-411. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[16] Kur'an'da Siyasi Kavramlar, V. Akyüz, s. 130 ve devamı. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 411. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[17] Hz. Adem, H. K. Ece, s. 49-50
[18] Kuranda Temel Kavramlar, s. 522
[19] Şamil İslam Ans. 2/424. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 411-414. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[20] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 414. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[21] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 414-415. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[22] İbn Hümam, Kitabü'l-Müsâyere, s. 265
[23] En-Nesefî, Bahrü'l-Kelâm fi Akaidi'l-Ehli'l-İslâm
[24] Kelimeler Kavramlar, s. 181-182 Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 415-417. Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri
[25] Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[26] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 345.
[27] Ahmet Kalkan, Kuran Kavram Tefsiri.
[28] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 345-346.
[29] Kur'an'ın Temel Kavramları, s. 160.
[30] A. Ünal, Kur'an'da Temel Kavramlar, s. 446
[31] İ. Eliaçık, İslam ve Sosyal Değişim, s. 32
[32] Y. Çiçek, F. Yıldız, Hamd Rabb, s. 13
[33] İslam Ans, Diyanet Vakfı Y. c.15, s. 448
[34] Y. Çiçek, F. Yıldız, a.g.e. s. 40.
[35] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 252-254.
[36] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 262-264.
[37] Hüseyin K. Ece, İslâmın Temel Kavramları, s. 311-312.
[38] Hayreddin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller Haramlar (özetlenerek)
[39] Yusuf el-Kardavî, İslâm'da Helâl ve Haram, s. 358-360.
[40] Hayreddin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller Haramlar s. 189-193
[41] M. Beşir Eryarsoy, İman ve Tavır, s. 316-320
[42] M. Beşir Eryarsoy, İman ve Tavır, s. 264-266
[43] İmam Ahmed, Müsned: 1/182; Hakim, Müstedrek: 1/73. Hakim Müslimin şartı üzere olduğunu söyler. El-Mişkatın tahricinde Zehebinin buna katıldığı belirtilir ve ve O (Zehebinin) dediği gibidir. denilir. 1/67.
[44] Hakim: 2/375; Elbani, Gayetül-Meramda sf: 14. Hasen olduğunu söyler.
[45] Burada anlatılan, meleklerin ve hadis inkarcılarının iddia ettikleri gibi Kuranda haramlığı belirtilenlerin dışında hiçbir haram olmaması değildir. Kuranda belirtilmeyen fakat Rasulullahın (s.a.v.) lisanıyla haram kılınanlar da haramdır. Çünkü O, hevasından konuşmaz. Onun konuşması kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir. (Necm: 53/3-4) Nitekim yazarın kasdından da bu olmadığı ileriki sayfalarda açıkça görülecektir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[46] Müslim Kitabul-Fedail. Hadis no: 130 (Abdulbaki baskısı)
[47] Rasulullahın (s.a.v.) bir şeyin haram ya da helal olduğunu bildirmesi de yine Allahın haram ya da helal kılmasıyladır. Rasulullahtan (s.a.v.) sonra kendisine vahiy gelen olmayacağı için kimse bu hakka sahip değildir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[48] Ebu Davud: 3486; Sahih-i Ebu Davud: 977. Sahih olduğunda ittifak edilmiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[49] Darekutni: 3/7. Sahih hadis.
[50] Bazı alimler, haramlarla ya da büyük günahlar gibi- belirli haram çeşitleriyle ilgili kitaplar yazmıştır. Haramlar konusundaki değerli kitaplardan biri de Ebun-Nahhas ed-Dımeşkinin Allah Teala kendisine rahmet eylesin- Tenbihul Ğafilin an Amalul-Cahilin isimli eseridir.
[51] Bu kitabı, en başta Şeyh Abdulaziz b. Abdullah olmak üzere birçok kimse gözden geçirdi. Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın eklemelerini dipnotta köşeli parantez içinde belirterek eklemelerin kendisine ait olduğuna işaret ettim.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 5-12.
[52] Müttefekun aleyh. Bkz. Buhari, Hadis no: 2511 (Buğa baskısı).
[53] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 12-13.
[54] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 8/176.
[55] Müslim. Bkz. Sahihi Müslim, hadis no: 1978 (Abdulbaki baskısı)
[56] Bkz. Teysirul-Azizil-hamiyd sf: 158 (İfta baskısı).
[57] Beyhaki, Bkz. Sünenül-Kübra: 10/116; Tirmizi hadis no: 3095; Elbani Gayetül-Meramda shf: 19. hasen olduğunu söyler.
[58] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 13-15.
[59] Ahmed, Müsned: 2/429; Bkz. Sahihul-Cami: 5939.
[60] Sahihi Müslim: 4/1751.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 16-17.
[61] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 8/176.
[62] Ahmed, Müsned: 4/156; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha, hadis no: 492. Bu kimse küçük şirk işlemiştir. Başkaları görsün diye namaz kılan gibi.
[63] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 17-18.
[64] Müslim: 4/2289.
[65] Müslim, Hadis no: 2985.
[66] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 18-19.
[67] Ahmed Müsned: 1/389; Bkz. Sahihul-Cami: 3955.
[68] Taberani el-Kebir: 18/162; Bkz. Sahihul-Cami: 5435.
[69] Ahmed Müsned: 2/220; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 1065.
[70] Ebu Davud, Hadis no: 3910; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 430.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 19-20.
[71] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 11/536.
[72] Ahmed Müsned: 2/125; Bkz. es-Sahihul-Cami: 6204.
[73] Ebu Davud, Hadis no: 3253; Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha Hadis no: 94.
[74] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 11/536.
[75] Bütün bu sözlerden doğru olan (ve) yerine (sonra) getirip, örneğin Önce Allah sonra sana sığınıyorum denilmesidir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[76] Daha geniş bilgi için Şeyh Bekir Ebu Zeydin Mucemul-Menahi el-Lafzıyye isimli eserine bak.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 20-22.
[77] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 22.
[78] Ahmed Müsned: 5/310; Bkz. Sahihul-Cami: 997.
[79] Ebu Davud: 1/533; Bkz. Sahihul-Cami: 7224.
[80] Sahih İbn Huzeyme: 1/332; Elbaninin Sıfatu Salatin-Nebi isimli eserine sf. 131 bak.
[81] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 2/274.
[82] Rasulullahın (s.a.v.) namazında rükü ve secdeyi tam olarak yapmayan kimseye sadece o namazı yeniden kılmasını emretmesi Bkz. Fethul-Bari: 2/323; Hadis no: 793. (Darur-Rayyan baskısı) (Çeviren İsmail Yaşa)
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 22-24.
[83] Ebu Davud: 1/581. Bkz. Sahihul-Cami: 7452.
[84] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 24.
[85] Beyhaki, es-Sünenül-Kübra: 10/104
[86] Müslim: 1/320-321.
[87] Müslim, hadis no: 474. (Abdulbaki baskısı)
[88] Beyhaki: 2/93; Elbani, İrvaul-Ğalilde: 2/290. Hasen olduğunu söyler.
[89] Buhari, Hadis no: 756; (Buğa baskısı).
[90] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 24-26.
[91] Buhari. Bkz Fethul-Bari: 2/339.
[92] Müslim: 1/395.
[93] Baki, Medinede, Mescidun-Nebevinin yakınında bulunan mezarlıktır. (Çeviren İsmail Yaşa)
[94] Müslim: 8/332; Elbaninin Sıfatu Salatin-Nebi isimli eserine sf: 131 bak.
[95] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 26-27.
[96] Müslim: 1/102-103.
[97] Bununla ilgili hadis Sahihul-cami: 2971dedir.
[98] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 27-28.
[99] Ahmed Müsned: 1/300. Bkz. Sahihul-Cami: 6565.
[100] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 28-29.
[101] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 6/314.
[102] Bkz. Zevaidül-Bezzar: 2/181; Sahihul-Cami: 547.
[103] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 29-30.
[104] Ahmed, Müsned: 5/277; Bkz. Sahihul-Cami: 2703.
[105] Taberani el-Kebir: 17/339; Bkz. Sahihul-Cami: 1934.
[106] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 30.
[107] Zıhar arapça zahr (sırt) kelimesinden gelmedir. Cahiliyyede araplar arasındaki adete göre bir adam karısına; Sen bana anamın sırtı gibisin derse, karısı ona anasının kendisine haram olması gibi haram sayılırdı. Allah teala Mücadele: 58/2de bunun böyle olmadığını belirterek zıharı yasakladı ve zıhar yapana da aynı surenin 3. ve 4. ayetlerinde zikredilen cezayı koydu. (Çeviren İsmail Yaşa)
[108] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 31.
[109] Tirmizi Ebu Hureyreden: 1/243; Bkz. Sahihul-Cami: 5918.
[110] Doğrusu; ister hayzın başında isterse sonunda olsun bir dinar ya da yarım dinar tasadduk etmek arasında seçim seçim yapmak ona bırakılmıştır. (Abdulaziz b. Abdullah)
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 31-32.
[111] Ahmed, Müsned: 2/479; Bkz. Sahihul-Cami: 5864.
[112] Tirmizi: 1/243; Bkz. Sahihul-Cami: 5918.
[113] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 32-33.
[114] Tirmizi: 3/474; Bkz: Mişkatul-Mesabih: 3118.
[115] Müslim: 4/1711.
[116] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 33-34.
[117] Tabarani, el-Kebir: 20/212; Bkz. Sahihul-Cami: 4921.
[118] Ahmed Müsned: 1/412; Bkz. Sahihul-Cami: 4126.
[119] Ahmed Müsned: 6/357; Bkz. Sahihul-Cami: 2509.
[120] Tabarani, el-Kebir: 24/342; Bkz. Sahihul-Cami: 7054 ve el-İsabe: 4/354 (Darul-Kitab el-Arabi baskısı)
[121] Müslim: 3/1489.
[122] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 34-35.
[123] Ahmed Müsned: 4/418; Bkz. Sahihul-Cami: 105.
[124] Ahmed Müsned: 2/444; Bkz. Sahihul-Cami: 2703.
[125] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 35-36.
[126] Müslim: 2/977.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 36.
[127] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 11/26.
[128] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 37.
[129] Ahmed, Müsned: 2/69; Bkz. Sahihul-Cami: 3533.
[130] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 37-38.
[131] Müslim: 3/1229.
[132] Hakim, Müstedrek: 2/37; Bkz. Sahihul-Cami: 3533.
[133] Ahmed, Müsned: 5/225; Bkz. Sahihul-Cami: 3375.
[134] Hakim, Müstedrek: 2/37; Bkz. Sahihul-Cami: 3542.
[135] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 38-40.
[136] Müslim: 1/99.
[137] İbn Mace: 2/754; Bkz. Sahihul-Cami: 6705.
[138] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 4/328.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 40-41.
[139] Buhari, Bkz. Fethul-Bari: 14/484.
[140] Bkz. Silsiletül-Ehadisis-Sahiha: 1057.
[141] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 41.
[142] Ahmed, Müsned: 1/129. Hadis no: 1065. Ahmed Şakir, isnadının sahih olduğunu söyler. Hadisin aslı Buhari ve Müslimdedir.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 42.
[143] Sigorta olayının hükmü ve bunun İslami karşılığı hakkında bilgi edinmek için İlmi Araştırmalar Dairesi Genel Başkanlığınca yayınlanan Mecelletül-Buhusul-İslamiyyenin 17, 19 ve 20. sayılarına bak.
[144] Bu, Şeyh Abdulmuhsin ez-Zamil (Allah onu korusun) ile bu konu üzerine yapılan görüşmelerin özetidir. Dileriz, şeyh bununla ilgili ayrıca bir araştırma kaleme alır.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 42-43.
[145] Küsuf (güneş tutulması) namazı iki rekat kılınır ve cumhuru ulemaya göre bir rekatta iki rüku vardır. Daha geniş bilgi için bkz. Fıkhus-Sünne, Seyyid Sabık, Pınar Yayınları. (Çeviren İsmail Yaşa)
[146] Yani ucu çengel şeklinde eğri sopayla.
[147] Müslim, Hadis no: 904.
[148] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 12/81.
[149] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 43-44.
[150] Ahmed, Müsned: 2/387; Bkz. Sahihul-Cami: 5069.
[151] İbn Mace: 2313; Bkz. Sahihul-Cami: 5114.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 45.
[152] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 5/103.
[153] Taberani, el-Kebir: 22/270; Bkz. Sahihul-Cami: 2719.
[154] Müslim, Bkz. Şerhun-Nevevi: 13/141.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 46.
[155] Müslim: 4/1726.
[156] Ebu Davud: 5132; Hadis Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslimde mevcuttur. Bkz. Fethul-Bari: 10/450.
[157] Ahmed Müsned: 5/261; Bkz. Sahihul-Cami: 6292.
[158] Bu, Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın sözlü olarak yaptığı ilavelerdendir.
[159] El-Adabuş-Şeriyye, İbn Müflih: 2/176.
[160] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 46-47.
[161] İbn Mace: 2/817; Bkz. Sahihul-Cami: 1493.
[162] Buhari Bkz Fethul-Bari: 4/447.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 47-48.
[163] Bu konuda genel olarak, çocuğun gücünün yetmemesi ve babanın imkanının olması durumunda nafaka türünden yapılan bağış mübahtır. (Abdulaziz b. Abdullah)
[164] Yani kendisinin olan bir köleyi ona karşılıksız olarak verir.
[165] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 5/211.
[166] Ahmed, Müsned: 4/269; Bkz. Sahihul-Müslim, Hadis no: 1623.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 49-50.
[167] Ebu Davud: 2/281; Bkz. Sahihul-Cami: 6280.
[168] Ahmed Müsned: 1/388; Bkz. Sahihul-Cami: 6288. Sahih-i Müslimde Ebu Hureyreden (r.a.) Rasulullahın (s.a.v.) şu hadisi rivayet edilmiştir: İnsanlardan (az veya çok) kendi malını çoğaltmak için mallarını isteyen şüphesiz bir ateş parçası istemiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[169] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 50-51.
[170] Buhari. Bkz. Fethul-Bari: 5/54.
[171] Nesai Bkz. el-mücteba: 7/314; Bkz. Sahihul-Cami: 3594.
[172] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 51-52.
[173] Taberani el-Kebir: 19/136; Bkz. Sahihul-Cami: 4495.
[174] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 52.
[175] Müslim: 3/1587.
[176] Taberani: 12/45; Bkz. Sahihul-Cami: 6525.
[177] Ahmed Müsned: 5/342; Bkz. Sahihul-Cami: 5453.
[178] Müslim: 3/1587.
[179] Çoğu sarhoşluk verenin azı haramdır hadisi. Bunu Ebu Davud rivayet etmiştir. Hadis no: 3681; Bkz. Sahih-i Ebu Davud hadis no: 3128.
[180] İbn Mace, Hadis no: 3377; Bkz. Sahihul-Cami: 6313.
[181] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 52-54.
[182] Müslim: 3/1634.
[183] Şeyh Abdulaziz b. Abdullahın sözlü ifadelerinden.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 54-55.
[184] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 55-56.
[185] İbn Kesir Tefsiri: 6/333.
[186] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/51.
[187] Bkz. es-Silsiletüs-Sahiha: 2203; İbni Ebid-Dünyanın Zemmul-Melahide rivayet ettiğini söyler. Hadisi Tirmizi rivayet etmiştir. Hadis no: 2212.
[188] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 56-57.
[189] Müslim: 4/2001.
[190] Es-Silsiletüs-Sahiha: 1871.
[191] Ahmed Müsned: 6/450; Bkz: Sahihul-Cami: 6238.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 57-58.
[192] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/472; İbnül-Esirin en-Nihaye isimli eserinde 4/11 şöyle denilmektedir: Gattatın insanların konuşmalarını onların haberi olmaksızın gizlice dinleyip sonra başkalarına taşıyan kimse olduğu söylenir.
[193] Bir bostanın
[194] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 1/317.
[195] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 58-59.
[196] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 11/24.
[197] Müslim: 3/1699.
[198] Ahmed Müsned: 2/385; Bk. Sahihul-Cami: 6022.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 59-60.
[199] Bazı rivayetlerde de belirtildiği gibi yasağın sebebi budur.
[200] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 60-61.
[201] Ahmed Müsned: 4/393; Bkz. Sahihul-Cami: 207.
[202] Müslim: 3/1655.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 60-61.
[203] Müslim: 3/1680. Burada kastedilen develer uzun boylu develerdir.
[204] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 61-62.
[205] Müslim: 3/1676.
[206] Müslim: 3/1679.
[207] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 62.
[208] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/332.
[209] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/333.
[210] Ebu Davud: 4/355; Bkz. Sahihul-Cami: 5071.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 62-63.
[211] Ebu Davud: 4/319; Bkz. Sahihul-Cami: 8153. Ve Nesai sahih bir isnadla rivayet eder. (Abdulaziz b. Abdullah)
[212] Yazar Bunu bir şeyle değiştirsin şeklinde zikreder. Düzeltme Şeyh Abdulaziz b. Abdullaha aittir.
[213] Müslim: 3/1663.
[214] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 63-64.
[215] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/382.
[216] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/385.
[217] Müslim: 3/1671.
[218] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/380.
[219] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 64-65.
[220] Buhari Bkz Fethul-Bari: 6/540.
[221] Buhari Bkz Fethul-Bari: 12/427.
[222] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 65-66.
[223] Müslim: 2/667.
[224] İbn Mace 1/449; Bkz Sahihul-Cami: 5038.
[225] Bkz. Önceki hadisin tahrici.
[226] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 66-67.
[227] Ön ve arkada bulunan pisliğin taharetle giderilmesidir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[228] Ön ve arkada bulunan pisliğin taş ve benzeri sert, temiz ve necaset silmeye uygun haram olmayan şeyle giderilmesidir. (Çeviren İsmail Yaşa)
[229] Yani bir bostan
[230] Buhari Bkz Fethul-Bari: 1/317.
[231] Ahmed Müsned: 2/326; Bkz Sahihul-Cami: 1213.
[232] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 67-68.
[233] Taberani el-Kebir: 11/248-249; Bkz Sahihul-Cami: 6004. Buhari Sahihinde rivayet etmiştir. (Abdulaziz b. Abdullah)
[234] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/272. Gattat: Bir topluluğun konuşmalarını onlara hissettirmeden dinleyip sonra başkalarına aktaran kimse.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 68.
[235] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/443.
[236] Ahmed Müsned: 1/402; Bkz Sahihul-Cami: 6348.
[237] Buhari, el-Edebül-Müfred Hadis no: 103; Bkz. Es-Silsilüs-Sahiha.
[238] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 69-70.
[239] Ahmed Müsned: 3/543; Bkz Sahihul-Cami: 6348.
[240] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 70.
[241] Müslim: 4/1770.
[242] Ahmed Müsned: 4/394; Bkz Sahihul-Cami: 6505.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 70-71.
[243] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 10/465.
[244] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 71.
[245] İbn Mace: 1/505; Bkz. Sahihul-Cami: 5068.
[246] Buhari Bkz. Fethul-Bari: 3/163.
[247] Müslim Hadis no: 934.
Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 71-72.
[248] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 72.
[249] Ebu Davud: 5/215; Bkz Sahihul-Cami: 7635.
[250] Yazarın bisefki demihi olarak zikrettiğini Şeyh Abdulaziz b. Abdullah kesefki demihi olarak zikretmiştir.
Buhari Edebül-Müfred, Hadis no: 406; Bkz. Sahihul-Cami: 6557.
[251] Müslim: 4/1988.
[252] Buhari Bkz Fethul-Bari: 10/492.
[253] Rasulullahın (s.a.v.) Kab b. Malik ve iki arkadaşıyla daha hayırlı olacağını gördüğü için bir müddet ilişkiyi kesmesi ve ilişkiyi kesmemenin onlarla ilgili olarak daha uygun olması sebebiyle Abdullah b. Ubeyy b. Selül ve münafıklarla ilişkiyi kesmemesi gibi (Abdulaziz b. Abdullah)
[254] Bu konu daha uzundur. Faydalanmanın gereği gibi olabilmesi için Kuran ve Sünnette yer alan bir kısım yasakları birbirini tamamlaması amacıyla- ayrı bir bölümde ele almayı uygun gördüm. Ve bu Allah7ın izniyle ayrı bir kitapta olacak.
[255] Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 73-75.
[256] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321.
[257] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321.
[258] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/321-322.
[259] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/322.
[260] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/322-323.
[261] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/323.
H harfi
- el-HÂDÎ
- el-HAKÎM
- el-HİCR SÛRESİ
- HABER
- HABER-İ MEŞHÛR
- HABERLERİN TETKİKİ
- HABEŞİSTAN HİCRETİ
- HÂBİL (VE KÂBİL)
- HABÎS
- HABLULLAH
- HACAMAT (HİCAMAT)
- HACB
- HÂCER
- HACİZ, HACZ
- HAÇ (SALİB)
- HAÇLI SEFERLERİ
- HAD, HADLER
- HADÂNE BÂBI
- HADLER BAHSİ
- Hudud:
- HADÎS
- HÂDİS
- HAFAZA MELEKLERİ
- HAFİ
- HÂFIZ
- HAFSA BİNTİ ÖMER İBN el-HATTAB (r.a)
- HAK, HAKLAR
- HAKEM BABI
- HÂKİMİYET
- HAKK