Müslümanların Selâmı
Müminler birbirlerine selâm vermekle yükümlüdürler. Böylelikle kendilerinin ulaştığı selâm halini müslüman kardeşi için de isterler. Onların yer yüzünde ve Cennette selâm yurdunda olmaları için duâ ederler.
Selâm, her şeyden önce, müslümanlar arasında bir şiardır (alâmettir). Müminler birbirlerine selâm vererek tanışırlar, birbirlerinden emin olurlar ve birbirlerine duâ ederler.
Bir mümine selâmün aleyküm veya es-Selâmü aleyküm diyen bir kimse, selâm senin üzerine olsun, selâm üzere olasın, selâmette olasın, benden salim ol (benden sana zarar gelmez) demiş olur.
Böylece müminler arası dostluk, güven ve karşılıklı iyi niyet gerçekleşmiş olur.
Kuran diyor ki: Selâm hidayete uyanların üzerine olsun. (20/Tâhâ, 47). Müminler Allahın hidayetine kavuşan insanlardır. Öyleyse selâm onların hakkıdır.
Rabbimiz buyuruyor ki: Siz bir selâm ile selâmlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selâmı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır. (4/Nisâ, 86). Burada selâm tahiyye kelimesiyle ifade ediliyor.
Ey müminler! Evlerinizden başka evlere izin almadan, seslenip sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Eğer düşünürseniz bu, sizin için daha iyidir. (24/Nûr/27).
Bu âyetler müminlerin birbirlerine selâm vermelerini emrediyor. Çünkü selâm insanlar arasındaki emniyeti, barışı, kardesliği pekiştirir, müminlerin birbirlerine dua etmeleri sağlar.
Selâm dini olan İslâmı tebliğ eden Hz. Muhammed (s.a.s.) selâm sancağını taşıyan biricik Rasûldür. Öyleyse selâmların en güzeli Ona ve diğer peygamberlere verilmelidir. Et-Tehiyyatü aynı zamanda Ona selâm verme duâsıdır. Müminler bu duâyı, salli bariki okuyarak, salevât getirerek Ona selâm verirler. (Aleyhimü's-selâm) (Bakınız Tahiyyât).
İslâm fıkhına göre müslümanların selâm vermeleri sünnet, verilen selâmı almaları ise farzdır. Bu hüküm, selâmın müminler arasında ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir sahâbe Peygamberimize Islâmın hangi işi daha hayırlıdır? diye sordu. Buyurdu ki: Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığına herkese selâm vermendir. (Ebû Dâvud, Edeb, hadis no: 5194, 4/350; Buhârî, İman 6 ve 20, 1/10 ve 1/14).
Peygamberimiz buyuruyor ki: Iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe olgun bir imana sahip olamazsınız. Size, yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayın. (Müslim, İman 93, hadis no: 54, 1/74)
Selâmı, es-selâmü aleyküm,
selâmün aleyküm,
es-selâmü aleyküm ve rahmetullah, veya;
es-selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühu şeklinde vermek mümkündür.
Selâm, aleykümü's-selâm, ve aleyküm selâm, aleykümü's-selâm ve rahmetullah ve aleykümü's-selâm ve rahmetullahi ve berekâtuh şeklinde iâde edilir.
Bütün anlamıyla, bereketiyle ve sonuçlarıyla selâm, Kur'an'ın dediği gibi 'hidâyete tâbî olanların üzerine olsun'. (20/Tâhâ, 47) [2]
Selâm, her şeyden önce, müslümanlar arasında bir şiardır (alâmettir). Müminler birbirlerine selâm vererek tanışırlar, birbirlerinden emin olurlar ve birbirlerine duâ ederler.
Bir mümine selâmün aleyküm veya es-Selâmü aleyküm diyen bir kimse, selâm senin üzerine olsun, selâm üzere olasın, selâmette olasın, benden salim ol (benden sana zarar gelmez) demiş olur.
Böylece müminler arası dostluk, güven ve karşılıklı iyi niyet gerçekleşmiş olur.
Kuran diyor ki: Selâm hidayete uyanların üzerine olsun. (20/Tâhâ, 47). Müminler Allahın hidayetine kavuşan insanlardır. Öyleyse selâm onların hakkıdır.
Rabbimiz buyuruyor ki: Siz bir selâm ile selâmlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selâmı aynen iade edin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır. (4/Nisâ, 86). Burada selâm tahiyye kelimesiyle ifade ediliyor.
Ey müminler! Evlerinizden başka evlere izin almadan, seslenip sahiplerine selâm vermeden girmeyin. Eğer düşünürseniz bu, sizin için daha iyidir. (24/Nûr/27).
Bu âyetler müminlerin birbirlerine selâm vermelerini emrediyor. Çünkü selâm insanlar arasındaki emniyeti, barışı, kardesliği pekiştirir, müminlerin birbirlerine dua etmeleri sağlar.
Selâm dini olan İslâmı tebliğ eden Hz. Muhammed (s.a.s.) selâm sancağını taşıyan biricik Rasûldür. Öyleyse selâmların en güzeli Ona ve diğer peygamberlere verilmelidir. Et-Tehiyyatü aynı zamanda Ona selâm verme duâsıdır. Müminler bu duâyı, salli bariki okuyarak, salevât getirerek Ona selâm verirler. (Aleyhimü's-selâm) (Bakınız Tahiyyât).
İslâm fıkhına göre müslümanların selâm vermeleri sünnet, verilen selâmı almaları ise farzdır. Bu hüküm, selâmın müminler arasında ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Bir sahâbe Peygamberimize Islâmın hangi işi daha hayırlıdır? diye sordu. Buyurdu ki: Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığına herkese selâm vermendir. (Ebû Dâvud, Edeb, hadis no: 5194, 4/350; Buhârî, İman 6 ve 20, 1/10 ve 1/14).
Peygamberimiz buyuruyor ki: Iman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe olgun bir imana sahip olamazsınız. Size, yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayın. (Müslim, İman 93, hadis no: 54, 1/74)
Selâmı, es-selâmü aleyküm,
selâmün aleyküm,
es-selâmü aleyküm ve rahmetullah, veya;
es-selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühu şeklinde vermek mümkündür.
Selâm, aleykümü's-selâm, ve aleyküm selâm, aleykümü's-selâm ve rahmetullah ve aleykümü's-selâm ve rahmetullahi ve berekâtuh şeklinde iâde edilir.
Bütün anlamıyla, bereketiyle ve sonuçlarıyla selâm, Kur'an'ın dediği gibi 'hidâyete tâbî olanların üzerine olsun'. (20/Tâhâ, 47) [2]
S harfi
- es-SEB'Û'L-MESANİ
- Hz. SAFİYYE (r.a)
- Karşılık Olarak Sevap:
- SÂ'
- SALTANAT
- SEFERBERLİK
- SELEM BÂBI
- SİBGATULLAH
- SİLSİLE
- SİYER
- SPOR
- Sulhun Çeşitleri:
- SÜNNET (Hitan)
- Mükâfat Olarak Sevap:
- SAADET
- SAĞCILIK
- SALVELE
- SECÂVEND
- SEFERİLİK
- SELEM
- SİCCÎL
- SİLSİLETÜ'Z-ZEHEB
- SLOGAN
- SU, SULAR
- Sulh Akdinin Başka Akitlerle İlişkisi:
- SÜNNET DÜĞÜNÜ
- Hz. SEVDE
- SAHİH HADİS
- SAMİRİ
- SECCADE