Fıkıhta Sefîh
Fıkıh dilinde 'sefîf', aklı olduğu halde, şeriatın ve aklın gereklerine aykırı bir şekilde hareket eden, malını gereği gibi kullanmayan demektir. Nitekim aklı başında, aklını iyi kullanan, doğru yolu bulabilen kimseler 'rüşd' sahibi denir.
Sefih, aklı ve dini noksan kimsedir. Aklın ve dinin gereklerine aykırı hareket eder. Ya ahmaktır, ya da yaptığı hatayı görmeyerek fâsık olan kimsedir. Fâsıklık yaparak Allah'a isyan eder, aklını iyi işlerde kullanmayarak zarara uğrar. [2]
Sefih, aklı ve dini noksan kimsedir. Aklın ve dinin gereklerine aykırı hareket eder. Ya ahmaktır, ya da yaptığı hatayı görmeyerek fâsık olan kimsedir. Fâsıklık yaparak Allah'a isyan eder, aklını iyi işlerde kullanmayarak zarara uğrar. [2]
S harfi
- es-SEB'Û'L-MESANİ
- Hz. SAFİYYE (r.a)
- Karşılık Olarak Sevap:
- SÂ'
- SALTANAT
- SEFERBERLİK
- SELEM BÂBI
- SİBGATULLAH
- SİLSİLE
- SİYER
- SPOR
- Sulhun Çeşitleri:
- SÜNNET (Hitan)
- Mükâfat Olarak Sevap:
- SAADET
- SAĞCILIK
- SALVELE
- SECÂVEND
- SEFERİLİK
- SELEM
- SİCCÎL
- SİLSİLETÜ'Z-ZEHEB
- SLOGAN
- SU, SULAR
- Sulh Akdinin Başka Akitlerle İlişkisi:
- SÜNNET DÜĞÜNÜ
- Hz. SEVDE
- SAHİH HADİS
- SAMİRİ
- SECCADE